Türkiye’de faaliyet gösteren yedi gazetecilik meslek örgütü, Türk Ceza Kanunu’na eklenmesi öngörülen “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçuna ilişkin ortak açıklama yayınladı. AKP-MHP’nin hazırlayıp TBMM’ye getirdiği tasarıya itiraz eden meslek örgütleri, “Dezenformasyon yasası sansürdür, geri çekilsin” çağrısında bulundu.
“Dezenformasyon yasası sansürdür, geri çekilsin” başlıklı açıklamada, açıklamada “Cumhuriyet tarihinin en ağır sansür ve otosansür mekanizmalarından birine yol açabileceği endişesiyle, dezenformasyonla mücadeleyi değil gazeteciliğe baskıyı artırmak üzere tasarlandığı anlaşılan bu kanun teklifinin acilen geri çekilmesi çağrısında bulunuyoruz” denildi.

Türkiye Gazeteciler Sendikası, Uluslararası Basın Enstitüsü Türkiye Ulusal Komitesi, Gazeteciler Cemiyeti, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Basın Konseyi, Haber-Sen ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin imzasıyla yayınlanan açıklama şöyle:
Mesleğimizi doğrudan ilgilendiren bu önemli kanun teklifi, gazetecilik örgütlerinin görüşü alınmadan, bir grup siyasetçi ve bürokrat tarafından kapalı kapılar ardında hazırlanmıştır.

Cumhuriyet tarihinin en ağır sansür ve otosansür mekanizmalarından birine yol açabileceği endişesiyle, “dezenformasyonla mücadeleyi” değil gazeteciliğe baskıyı artırmak üzere tasarlandığı anlaşılan bu kanun teklifinin acilen geri çekilmesi çağrısında bulunuyoruz.

Kınıyoruz: ABD merkezli teknoloji şirketlerinden bile bu süreçte görüş alan siyasi iktidar, kanunun doğrudan muhatabı olan Türkiye’deki gazetecilik örgütlerinin fikrini sorma gereği duymamıştır. Hangi partiden olursa olsun siyasetçilerin, toplumun bilgi edinme ve haber alma hakkını doğrudan ilgilendiren bu tür yasal düzenlemeleri hazırlarken ilgili alanın önde gelen meslek örgütleri ve sivil toplum temsilcileriyle diyalog kurması demokrasinin gereğidir. Bu demokratik ilkenin çiğnenmesini kınıyoruz.

Reddediyoruz: Teklifte “dezenformasyon,” “yalan haber,” “asılsız bilgi” ve “tahrif edilmiş bilgi” gibi kavramlar hukuki bir tanım yapılmaksızın kullanılmaktadır. “Güvenlik,” “kamu düzeni” ve “kamu barışı” gibi, gazetecilere karşı adli taciz davalarında sıkça başvurulan muğlak kavramlara dayanılarak mahkemelere yeni bir suç işaret edilmektedir. Böyle bir yaklaşım, yasaları, bağımsızlığını yitirmiş olan yargı sistemi tarafından suistimale açık hâle getirmektedir. Bu girişimi reddediyoruz.

Davet ediyoruz: Dezenformasyon, tüm dünyanın sorunudur. Türkiye’de gazeteciliğin kalitesini düşüren, halkın haber alma hakkını zedeleyen daha birçok sorun da vardır. Tüm bu sorunları çözebilecek çoğulcu yasaların, demokratik kurumların ve meslek içi özdenetimin oluşturulması veya güçlendirilmesi için, bu kanun teklifinin askıya alınmasının ardından, tüm siyasi aktörleri, gazetecilik örgütleriyle kapsamlı ve şeffaf bir diyalog süreci başlatmaya davet ediyoruz.

Editör: TE Bilişim