Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Her şeyden önce günümüz şartlarında 13 yaşında nişan, 14 yaşında evlilik gibi bir durumu kabul edebilmemiz asla mümkün değildir. Hele hele daha küçük yaşlardaki istismar iddiaları tam bir faciadır. Mağdur Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımıza başvurduğundan itibaren kurumlarımız bu konuyu sahiplenmiştir'' dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleşen ve 3 saat süren Kabine Toplantı'nın ardından açıklamalarda bulundu. Erdoğan, sözlerine Antalya'nın Kumluca ve Finike ilçelerinde meydana gelen sel felaketinden etkilenen vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini ileterek başladı. Erdoğan, "Devletimiz tüm kurumlarıyla ilçelerimizde çalışmalarını sürdürmektedir. Rabbim ülkemizi ve insanlarımızı her türlü afetten, kazadan, beladan muhafaza eylesin diliyorum. Bu sabah İstanbul'da katıldığımız Türkiye İnovasyon Haftası etkinliği vesilesiyle ülkemizin düşünen, tasarlayan, üreten gücünü bir kez daha görme fırsatı bulduk. Ülkemize ve milletimize hizmetle dolu 2 haftayı geride bıraktık" dedi.

'CUMHURİYETİMİZİN 100'ÜNCÜ YILINI, ŞANINA YAKIŞIR BİR ŞEKİLDE KUTLAYACAĞIZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hafta da yurt içinde ve yurt dışında planladıkları çok sayıda programla ülkeye eser kazandırmayı, millete hizmet etmeyi sürdüreceklerini belirterek, "Dünya ile birlikte ülkemizi de etkisi altına alan Covid-19 salgını sebebiyle Milli Mücadele'nin sembolü pek çok hadisenin 100'üncü yıllarını arzu ettiğimiz coşkuyla değerlendirememiştik. Samsun'dan Erzurum'a, Sivas'tan Ankara'ya uzanan Milli Mücadele adımlarının her biri bizim için aynı zamanda geçmişten geleceğe bir muhasebe vesilesidir. İnşallah Anadolu'daki son devletimiz Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını 2023'de şanına yakışır bir şekilde kutlayacağız. Tabi Cumhuriyetimizin 100'üncü yılının sevincini yaşamak öyle sadece lafla sözle şiirler şarkıyla olmaz. Bizim için Cumhuriyetimizin 100'üncü yılı demek istiklalimize ve istikbalimize yakışır eser ve hizmetlerle milletimizin karşısına çıkmak demektir. Geçtiğimiz 20 yılda, ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetlerin sadece Cumhuriyetimizin 2'nci asrına hazırlık altyapısı olarak görüyoruz. Asıl büyük atılımlarımız 'Türkiye Yüzyılı' başlığı altında 2023'ten başlayarak önümüzdeki yıllar içerisinde gerçekleştireceğiz" diye konuştu.

'CUMHURİYETİMİZİN KENDİ AYAKLARI ÜZERİNDE DURMA SORUNU KALMAMIŞTIR'

Erdoğan, savunma sanayi başta olmak üzere enerjiden tarıma çok sayıda projeyi, milletin ve devletin emrine sunma tarihi olarak 2023'ü belirlemelerinin gerisinde böyle bir saik olduğunu vurgulayarak, "Dünyanın siyasi ve ekonomik olarak tarihi bir dönüşüme girdiği dönemde 'Türkiye Yüzyılı' vizyonu çok daha hayati önem kazanmıştır. Tabi bunun için önce kendi içimizde mutlaka hayata geçirmemiz gereken hususlar bulunuyor. Birincisi, Cumhuriyetimizin ilk 100 yılında vaktimizi ve enerjimizi boşa tüketen ortak geçmişimize haksızlık mahiyetindeki tartışmaları artık geride bırakmalıyız. Sürekli aynı şeyleri yaparak her seferinde farklı sonuçlar ummak sağlıklı bir zihnin hayata ve siyasete bakış tarzı olamaz. Yönetim sistemi tartışmalarından, ülkemizi bugüne getiren ve geleceğe taşıyacak olan büyük projelere yaklaşıma kadar bu sağlıksız bakış açısının örneklerini hala görmek bizi üzüyor. Yokluk ve yoksulluk içinde kurduğumuz Cumhuriyetimizin meşruiyet kaygısı da kendi ayakları üzerinde durma sorunu da kalmamıştır. Bunun için yakın tarihte olup bitenlere dair kişisel görüşlerimiz ne olursa olsun artık hep birlikte ortak geleceğimize odaklanmalı, vaktimizi ve enerjimizi bu doğrultuda seferber etmeliyiz" dedi.

'İSTİSMAR İDDİALARI TAM BİR FACİADIR'

Erdoğan, küçük yaşlarda istismar iddialarını ‘facia’ olarak değerlendirdiği konuşmasında şunları söyledi:

"Geçtiğimiz günlerde kamuoyunda haklı şekilde tepkiye yol açan bir kızımızın erken yaşta evliliği ile öncesinde ve sonrasında yaşanan acılar hususundaki görüşlerimi de sizlerle paylaşmak istiyorum ve şu ana kadar arkadaşlarım gereken gayretleri gösterdiler. Gereken çalışmaları ilgili bakanlarımız yaptılar ama bunları görmezden gelen bir muhalefet söz konusu. Her şeyden önce günümüz şartlarında 13 yaşında nişan, 14 yaşında evlilik gibi bir durumu kabul edebilmemiz asla mümkün değildir. Hele hele daha küçük yaşlardaki istismar iddiaları tam bir faciadır. Mağdur Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımıza başvurduğundan itibaren kurumlarımız bu konuyu sahiplenmiştir. İçişleri Bakanlığımız tarafından yürütülen soruşturmanın ardından konu yargıya intikal etmiştir. Bu aşamada Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız mağdur için avukat temin etmiş, hukuki süreci yakından takip etmeyi sürdürmüştür. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığımız iddiaları tüm boyutlarıyla ve belgeleriyle soruşturarak iddianamesini hazırlamıştır. Davayla ilk duruşmanın yakında yapılması bekleniyor. Konu tüm bu süreçlerin ardından kamuoyunun gündemine gelmiştir. Bir başka ifadeyle mesele medyada yer alana kadar bakanlıklarımızın, kurumlarımızın tamamı süreci titizlikle takip etmiş, gereken her türlü işlemi bir hakkın yerine getirmiştir. Geçmişteki ihmaller ve eksiklerde soruşturma kapsamında ele alınmış, gereken adımlar atılmıştır. Ülkemizde çocuklara yönelik taciz, tecavüz, reşit yaşa ulaşmadan evlilik gibi hususlardaki hassasiyetimizi biz kimseye sorgulatmayız. Türkiye’de bu konuyla ilgili en önemli hukuki ve fiili reformlar bizim hükümetlerimiz döneminde hayata geçirilmiştir. Bay Kemal sen bunlardan anlamazsın. Senin böyle bir hassasiyetin de yok’’

‘BAY KEMAL DİYARBAKIR ANNELERİNİ KAÇ KERE ZİYARET ETTİN?’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na eleştirilerini dile getirerek, “Son hadisede de aynı hissiyatla hareket ettik. Aynı tutumu ortaya koyduk. İlk günden itibaren aynı kararlılıkla davrandık. Ancak bu konudaki tartışmalarda gördüğümüz bir riyakarlıktan duyduğumuz rahatsızlığı da burada ifade etmek istiyorum. Her şeyden önce böyle bir hadiseyi milletimizin inancıyla ve o inancın temsilci kurumlarla irtibatlandırmak en hafif ifadesiyle ahlaki olmayan bir çarpıtmadır. Diyanet İşleri Başkanlığımızın en üst düzeyde görüşünü dile getirdiği, yanlışını belirttiği, kınamasını yaptığı bu meseleyi hala dinimizle ilişkili hala getirmek ancak art niyet ürünü olabilir. Esasen biz niyet okumasını doğru bulmayan bir anlayışa sahibiz. Benzer başka olaylarda suçun şahsiliği ilkesini önümüze çıkartanların bu hususta yaptığı genellemeler bizi mecburen niyetleri sorgulamaya itmektedir. Şayet niyet mağdurun hakkını savunmaksa biz bunu zaten yapıyoruz. Sonuna kadar da yapacağız ama biz bu çevrelerden mesela; PKK’nın annelerinin kucağından kaçırıp dağa götürdüğü, eline silah verdiği, liderlerinin her türlü istismarına maruz bıraktığı 12-13 yaşındaki kızlarımız için de aynı tepkiyi bekliyoruz. Bay Kemal Diyarbakır Annelerini kaç kere ziyaret ettin? Kızları, 12-13 yaşındaki yavruları evlerinden, ellerinden alıp kaçırılan bu gözü yaşlı anneleri acaba kaç kere ziyaret ettin?’’ ifadelerini kullandı.

'ENFLASYONUN BİRKAÇ AY İÇİNDE YÜZDE 40'LI RAKAMLARA İNECEĞİ ORTADA'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, enflasyonun düşüşe geçtiği bir dönemde ürettiği, sattığı, maliki olduğu malı veya hizmeti akıl ve vicdan sınırlarının ötesinde ekonomik işleyişe zarar verecek şekilde fiyatlandıranlara da uyarıda bulunarak, şunları söyledi:

"Buradan hem vatandaşlarımıza hem üreticilerimize hem perakendecilerimize hem gayrimenkul ve araç sahiplerine hem menkul kıymet ticareti yapanlara seslenmek istiyorum. Ülkenize güvenin, ülkenize sahip çıkın, ülkenize destek verin. Kısa vadeli endişeleriniz ve kazanç kaygılarınızla ülkenizin geleceğine zarar verecek her türlü tasarruftan uzak durun. Elbette herkes alın terinin karşılığı olarak kazanacak elbette herkesin varlığı gayretinin neticesi olarak değerlenecek. Ama ülkenin ve milletin kaybettiği bir ortamda bireylerin kazancı gibi gözüken hesaplar bir aldatmacadan ibarettir. Ürettiği, sattığı, maliki olduğu malı veya hizmeti akıl ve vicdan sınırlarının ötesinde ekonomik işleyişe zarar verecek şekilde fiyatlandıranlar aslında kendilerine de kaybettirdiklerini unutmamalıdır. Hele hele bu yaklaşımı enflasyonun düşüşe geçtiği bir dönemde sergileyenler kendi bindikleri gemiyi kendi elleriyle deliyor demektir. Yıllık enflasyonun birkaç ay içinde yüzde 40'lı rakamlara ineceği ortada ve fiyatlamaların mevcut yüzde 80'li rakamlara göre yapıldığı bir gerçekken hala etiketlerin başka hesaplarla belirlenmesi doğru değildir. Asgari ücret, memur ve emekli maaşları başta olmak üzere çalışanların refah seviyelerinde gerilemeyi telafi etme yönündeki gayretlerimizin enflasyon maskesinin ardına sığınan haramzadelerce akamete uğratılmasına rıza gösteremeyiz. Yıl başında bu çerçevede ortaya çıkacak her hareketlenmeyi yakından izleyecek, reel ekonomik işleyişe aykırı her gelişmeyi belirleyecek, insanımızın hakkına el uzatanları buna pişman edeceğiz." (DHA)

Editör: TE Bilişim