SON MÜHÜR-HABER MERKEZİ/Ak Parti’nin, 20 senedir halkın içine girmeyip, şimdi seçim hazırlığı adı altında sokağa çıkmasını değerlendiren Konak Hareketi Lideri Kalkanlı, “Şimdi mi akılları başlarına gelmiş? Bu zamana kadar insanlar ekonomik sıkıntıda, yarınlarını göremezken, çocukların üzerileri örtülü değilken ve açken, şimdi mi akıllarına gelmiş sokağa inmek? İlk önce bunu düşünmek gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“Bülent Kuşoğlu’nun açıklaması, şahsi bir açıklama”

Geçtiğimiz günlerde, Bülent Kuşoğlu’nun gündeme ses getiren açıklamasına da değinen Kalkanlı, bunun şahsi bir açıklama olduğunu, parti içerisindeki herkesin gönlünde cumhurbaşkanı adayının Kılıçdaroğlu olduğunu dile getirdi. Kalkanlı, “Orada bir birliktelik var, orada siyasi ortaklarımız dinlenmeden bu şekilde net bir şekilde konuşma yapmak bir hata olabilir. Kuşoğlu, gönlündeki yanıtı vermiştir. Burasından bakmak gerekir bu duruma. Parti kültürünü almış bir büyüğümüzün böyle bir açıklama yapacağını düşünmüyorum. Benim de gönlümde Kılıçdaroğlu var. diğer siyasi ortaklarımızın görüşleri çok kıymetlidir. Onlara danışmadan böyle bir aday çıkarmamız söz konusu değil” şeklinde konuştu.

“Kutuplaştırma yaratıp baskın seçim yapma derdindeler”

İktidarın, tarihi boyunca yaptığı şeyin aynı olduğunu dile getiren Kalkanlı, “Safları sıklaştırarak kutuplaştırma yaratıp, anketleri kontrol ettikten sonra baskın seçim yapıyorlar yıllardır. Büyükşehirleri kaybetmek onlar için çok acı oldu. Yine aynı taktik uygulanıyor. HDP’ye yapılan saldırıda, ben bunların eli ayağı olduğunu hep düşünürüm. Erken seçim için önce bir zemin oluşması gerekir. Öyle noktalar yaşadı ki geçen seçimlerde bu ülke, tamamen biz çıkacağımız dediğimiz sandıklarda bile türlü ayak oyunları yapıldı. Halkın iradesine saygı duyun diyorlar. Trafolara girenleri unutmayın! Gece yarısı seçimlerde yaşanılanları unutmayın. Sandıklara sahip çıkmak, bilinçli seçmen yaratmak gerekir. Bunun için bir platform oluşturulmasına gerek yok. Her birey atmış olduğu oyun arkasından koştursa bu ülkede hiç kimse oyumuzu çalamaz. İstedikleri kadar seçim yapsınlar. Biz diyoruz ki hodri meydan, biz sokaktayız ve her zaman seçime hazırız” dedi.

“HDP binasına yapılan saldırı, bir kıvılcım olabilir”

İzmir’in çok dinamik olduğunu, başlangıçlar şehri olduğunu dile getiren Kalkanlı, geçtiğimiz günlerde İzmir HDP binasına yapılan saldırının bireysel olarak lanse edildiğini belirtirken, “Bu ülkenin geçmiş dönemlerdeki tecrübelerine baktığınızda, bunun bir kıvılcım olduğunu görebiliriz. Bundan sonraki süreçte çok çok dikkatli olmamız gerekiyor. Emek ve Dayanışma Güçleri’nin Gündoğdu Meydanı’ndaki eyleminde ben çok korktum. Bu ülkenin emniyet güçleri can hıraş çalışma içerisindedir, görevlerini layıkıyla yapmaktadır. Ama CHP’li Ak Parti’li olarak ayrıştırmadan görevlendirilmesi gerekir. Diğer il başkanlıklarının kapısına bakıyoruz, TOMA'lar var, polis kulübeleri var. Bu da siyasi bir parti, niçin bu önlenebilecek bir şeyse, orda polis memuru dikkatli değildi? Belki de bütün planı bozacaktı. Siyasetten önce, siyasi partilerin güvenliğini ele almamız gerekiyor” sözlerini aktardı.

“Yerel basın için çalışmalar devam ediyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Şu medya grubunun gazetelerini almayın” sözlerinin düşünce özgürlüğüne aykırı olduğunu belirten Kalkanlı, “O gazeteyi almayın bu gazeteyi alın, hangi düşünce özgürlüğünden bahsedeceğiz? Böyle bir zihniyet yok. Anayasamızın 103. maddesine aykırı bir durum bu” sözlerini kullandı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yerel basın için bir çalışma içerisinde olduğunu bahseden Kalkanlı, “ CHP’li belediyelerimiz, liyakatle yönetiliyor, diğerleri biat kültürüyle devam ediyor. Bu konuyla ilgili bir çözüm üreteceklerine inanıyorum ben. Bizim yasalarımızda tabirii caizse minareyi çalan kılıfını hazırlar. Bir açık bulunarak bir şey yapılacaktır diye düşünüyorum. Özverili birçok iş insanı var. Taşın altına ellerini koyacaklardır” dedi.

"Çocuk istismarında somut delil kararı üzücü, derhal düzenlenmeli”

2019’dan bu yana süren Elmalı Davası hakkında, adaletin çok yavaş ilerlediğinden dert yanan Kalkanlı, karar verici merciilerin siyaset uşakları olduğunu ileri sürdü. Kalkanlı, Onlar koltuklarının derdindeler. Aziz Nesin’lik ülkeyiz İstanbul Sözleşmesi, bu topraklarda imzaya açılıyor, biz şimdi çıkmak istiyoruz. Meclis kararıyla alınan bir karar, cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kaldırılıyor. Yeni gelen yargı paketiyle, ruhsal raporlar dikkate alınmayacak ülkede. Birleşmiş Milletler’le imzaladığımız antlaşmada, 34’üncü maddesinde devlet güvencesinde değil mi çocukların yaşamı? Bizim imzamız yok mu bu sözleşme altında? Bizim orada imzamız varsa hem ruhsal hem fiziksel raporları dikkate alınacaksa, önümüze gelecek yargı paketinde neden dikkate alınmayacak” ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilişim