Konya’da bir okçuluk kulübünde eğitim alan A.K., 17 Kasım 2017’de kulübün WhatsApp grubundan Ş.A. ile tanıştı. Aynı kulübün sporcusu olduklarından görüşmeye başlayan ikili arasında duygusal ilişki başladı. Bir süre arkadaşlıkları devam eden Ş.A., ailesine A.K.’nin kendisine cinsel istismarda bulunduğunu ve yan yana çekildikleri fotoğrafları babasına göndereceğini belirtip şantaj yaptığını söyledi. Bunun üzerine aile A.K. hakkında şikayetçi oldu.

Kasım 2018’den 2019 Ağustos ayına kadar kulübün malzeme odası ve evlerinin bodrum katında Ş.A.’ya cinsel istismarda bulunduğu ve şantaj yaptığı öne sürülen A.K. hakkında yürütülen soruşturmanın ardından Konya 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘nitelikli cinsel istismar’ ve ‘şantaj’ suçundan dava açıldı. A.K.’nin tutuksuz yargılandığı davada, Cumhuriyet Savcısı mütalaasını mahkemeye sundu. Mütalaada cinsel eylemlerin Ş.A.’nın rızasıyla gerçekleştiği belirtildi. Mütalaada, cinsel eylemlerin kursun malzeme odasında ve A.K.’nin evinin bodrum katında sanık ve mağdurun kıyafetlerini çıkartarak rızaları dahilinde olduğu, ancak gerek Ş.A.’nın izin vermek istememesi gerekse alanın dar olması nedeniyle ilişkinin yaşanmadığı, teşebbüste kaldığı belirtildi. Eylemde şantajın da olmadığı belirtilen mütalaada, “Eylemlerin her ikisinin de rızasıyla gerçekleştiğinin sabit olduğu, cebir, tehdit veya hileyle mağdurenin iradesinin sakatlandığında dair bir delil de elde edilemediği, A.K.’nin mağdureye şantaj yaptığına ilişkin gerek mağdurenin gerekse A.K.’nin cep telefonlarında delil olabilecek bir veriye rastlanılmadı” denilerek, A.K.’nin ‘reşit olmayanla cinsel ilişkiye teşebbüs’ suçundan ceza alması talep edildi.

“12 yıla kadar hapisle yargılanması gerekiyor”
Ş.A.’nın aile avukatı Aycan Ceylan, davanın ‘nitelikli cinsel istismar’ ve ‘şantaj’ suçundan açıldığını, A.K.’nin olay tarihinde 18 yaşından küçük olduğu için savcının mütalaasında 12 yıla kadar hapis cezası talep etmesi gerektiğini belirtti. Cinsel eylemin teşebbüs aşamasında kalmadığını dile getiren Ceylan, “Mütalaada cinsel istismarın teşebbüs aşamasında kaldığı belirtilerek ‘reşit olmayanla cinsel ilişki’ suçundan hüküm verilmesi talep edildi. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Bu olayın bir cinsel istismar olduğu ve şantajla gerçekleştiği ortadadır” dedi.

“Baskı ve şantaj”
A.K.’nin Ş.A.’ya baskı ve şantajla istismar gerçekleştirip para istediğini öne süren Ceylan, ”Ciddi anlamda müştekiye yönelik baskı ve şantajla istismarda bulunmaktadır. Bu yolla para talep edilmekteyken, bunların tamamı inkar ediliyor. Daha sonra şüphelinin telefon incelemesi neticesinde başkalarına ait uygunsuz fotoğraf ve videolar tespit edildi. Bunların hangileri müştekiye ait tam olarak inceleyemedik. Yine aynı şekilde müşteki ve şüphelinin arkadaşlıklarına ait fotoğrafları dosyamıza sunulduktan sonra savcılıkça iddianame ‘nitelikli cinsel istismar’ üzerinden düzenlendi” diye konuştu.

“Mütalaa vicdanları yaralamakta”
A.K. hakkındaki mütalaanın vicdanları yaraladığını söyleyen Ceylan, ”Bu tür kişilerin caydırıcı bir cezayla cezalandırılmasından yanayız. Ancak bu gidişle Türk Ceza Kanunu’na göre cezaevine bile girmeyecek bir eylemi icra eden sanıktan bahsediyoruz. Dosyada gelinen son noktada ise savcılıkça verilen mütalaa ne yazık ki vicdanları yaralamakta. Olaydan çok zaman geçtiği için fiili livata bulgusuna rastlanılmadı. Savcılık da fiili livata bulgusuna rastlanılmadığı için sanık beyanlarına da dayanarak mağdurenin rızası dahilinde gerçekleştiğini kanaat getirmiş durumdadır. Tabi ki böyle bir durum söz konusu değildir. Sanığın tüm beyanları, birbiriyle çelişmektedir” dedi. 

Editör: TE Bilişim