SON MÜHÜR/ BESTE ÇENGEL/  Açıklamada ön safhada yer alan İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Başkanı Dilek Gappi ve DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı yaşanan olaylara ilişkin olarak Son Mühür mikrofonuna özel açıklamalarda bulundu.

Artık bardak taştı

Genç muhabire yapılan saldırı hakkında konuşan İGC Başkanı Dilek Gappi, bu saldırının kabul edilemeyecek bir durum olduğunu, baskılara ve zulümlere alışan basın için bunun bardağı taşırtıcı bir durum olduğunu dile getirdi. AFT Muhabirinin yere yatırılarak boğazına bastırılmasını tıpkı, ABD’de George Floyd’un boğazına bastırılarak nefessiz bırakılması, olayından farksız olduğunu da üzülerek belirtti. Basın mensupları olarak zaten zor nefes alındığını ama artık dayanılacak güçlerinin olmadığını ve basın alanında hiçbir baskı ve kısıtlamayı kabul etmeyeceklerini de dile getirdi.

“Çoktandır unuttuğumuz, dayanışmayı hatırlamamız gerekiyor”

Yaşanan tüm bu talihsizliklerin birlikte dayanışma ve tahakkümlere karşı direnmeyle ortadan kalkabileceğini dile getiren başkan, basının kendi içerisinde de regüle olması gerektiğinin vurgusunu yaptı.

Haberciliğe önem verilmemesinin eksikliğini yaşıyoruz

Bugün İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un yaptığı açıklamaları da değerlendiren Başkan Gappi; 5 N 1 K’yı anlattı. Bizde bu haberlerdeki 5N 1K eksikliğini haberlerimizde hissettik. Demek ki onlar da hissetti. Ama suçlayarak olmaz. Önce dönüp kendilerine bakmaları gerekir. Kurumu adına açıklama yaptı ama görünen tabloda gerçek haberciliğe önem verilmediğinin eksikliğini yaşıyorlar ve hep birlikte yaşıyoruz da” şeklinde beyanlarda bulundu.

“Özgür basın için hep yan yana olmalıyız”

DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı ise yaşanan bu saldırıya ilişkin, DİSK olarak her zaman bu kavganın ve mücadelenin temsilcisi olacaklarını ifade etti. Sarı ifadelerinde; bu dankleşörler durduğunda, kameralar çekmediğinde, mikrofonlar sustuğunda gün gelecek devran dönecek onlar da seslerinin kısıldığının farkına varacak. Gazetecilik özgürce demokratik olarak halkla gerçekleri paylaşmanın yegâne amacıdır.  Bir ülkede basın susar ve basını farklılaştırırsanız, baskı ve şiddetle onlara uygularsınız yarın onların da başına gelenleri aktaracak bir basın bulamayacaklardır.  Eğer bir basın halkına yalan söylüyorsa, o ülkenin başka düşmana ihtiyacı yoktur. Özgür basın için hep yan yana olmalıyız” şeklinde görüşlerini belirtti.

“Her manşet her satır önem taşır”

Basının kendi içerisindeki dayanışmaya ve kırılmalara ilişkin olarak, her manşetin ve satırın çok önemli olduğunu dile getirirken;” Kalem tutan eller, onuru ve layıkıyla işini yaparak tüm oda ve sendikalarla korkmadan omuzumuza devam etmelidir. Eğer korkarlarsa bize yapılmak istenileni başarılar. Böylece özgürlük ve demokratik bir ülke ve basın elde etmiş oluruz” dedi. Havuz medya kendisine medya yarattı, baskılarını dayattı ve kıyıda köşede kalanları unuttu diyerek “ama kıyıda köşede kalan ve gerçekleri yazanlar oda ve sendikalarla bir araya gelerek, bunları değiştirebilir. Her manşet her satır önem taşır. İstedikleri kadar reklam alsınlar, ayakta duramayacaklarını fark edecekler. Var olan özgür basının kaleminin baskılara rağmen yılmamasının altını çiziyorum” şeklinde basının içerisindeki kırılmaların ortadan kalkabileceğini dile getirdi.

“365 günde 1 gün emekliye müjde veremediler”

Son olarak gündemdeki Altun açıklamalarını değerlendiren Mehmet Sarı, Altun’un özellikle yereldeki medyaya eleştiri yapmasının, havuz medyanın eskisi kadar takip edilmediğinden kaynaklandığını dile getirdi. DİSK Başkan’ı; verilmesini de vurgulamış farkında aslında kendi gazetelerinin okunmadığının, izlenmediğinin “365 günde 1 gün emekliye müjde” haberlerini veremediklerinin farkındalar. Yandaşa kimse inanmıyor artık. Özgür basın yolunda ilerlersek, onurlu basın olarak, ayakta kalacağız” beyanlarında bulundu.  

Editör: TE Bilişim