Akşener konuşmasında Albayrak'ın istifasını hedef alarak:

"Biliyorsunuz, Damat Bakan gitti… Kendisine acil şifalar diliyoruz. Ne var ki; kendisinin gelişi de, gidişi de, bu ciddiyetsiz yönetim anlayışının, Devletimizin düşürüldüğü gülünç durumun, ibretlik bir vesikası. Eski Damat Bakan’ın istifa sürecinde, Sayın Erdoğan’ın internet ve sosyal medya yasaklarında neden bu kadar ısrar ettiğini daha iyi anladık… Kendisi lafa geldi mi, “Biz devlet yönetiyoruz devlet…” diye, parmak sallarken, Geçtiğimiz dönemde bir bakanı Twitter, son olarak da damadı, Instagram üzerinden istifa etti.

Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nde, artık her bakan, kendine göre bir sosyal medya mecrası seçip, oradan istifa ediyor. Önümüzdeki süreçte, kabinenin bir diğer ultra başarılı üyesinin, Yani Tarım Bakanı’nın da, TikTok’ta yapacağı bir düetle istifa etmesini bekliyoruz…

Böyle bir ciddiyetsizlik olabilir m? 18 yılda, hiç mi devlet adabı öğrenemedini? Haydi ülkeyi düşürdüğünüz durumdan utanmıyorsunuz, Bari 5000 yıllık Türk Devlet geleneğimizden utanın. Bari atalarımızın şanlı mirasından utanın. Ayıptır, ayıp. Dava arkadaşlarım; Milletin hazinesinin bunca zamandır teslim edildiği, bu ciddiyetsizliğin, bu beceriksizliğin açtığı yaraların, süratle tamir edilmesi gerekiyor.

İlk günden beri uyardık. “Damadına her ay yeni paket açıklatma. Damadı paketle, Türkiye nefes alsın.” dedik. Nitekim, eski Damat Bakan, Sayın Albayrak, istifa metninde, “Allah sonumuzu hayreylesin.” diyor.

El hak doğru. Geç de olsa, memleketin gerçekleriyle yüzleşmiş olmasını, böyle bir öz eleştiri yapmasını olumlu karşılıyoruz. Bunları biz söyleyince inanmayan, Sayın Erdoğan’dan da, bu özeleştiri doğrultusunda, geç kalınmış adımları atmasını bekliyoruz. Bu vesileyle, iktidar medyasının hakkını da teslim etmeden geçmeyeyim. Tüm havuz medyasını, Sayın Albayrak’ın istifa sürecinde gösterdikleri üstün gazetecilik başarısından dolayı tebrik ediyorum. Biz medyanın saraya bağlı olduğunu biliyorduk ama, Bu gerçeği, milletin huzurunda, olabilecek en rezil şekilde itiraf etmelerini, doğrusu beklemiyorduk. Türkiye’nin Hazine ve Maliye Bakanı istifa etmiş. Dünya basını, Avrupa basını, olanı biteni manşetten veriyor. Yabancı ekonomi kanalları, flaş haber olarak alt yazı geçiyor. Amerikan basını bile, başkanlık seçimini bırakıp, son dakika gelişmesi olarak Türkiye’ye bağlanıyor. Ancak saray medyasında tek bir haber dahi yok…

Medyanın görevi, Türk milletine haber vermektir. Elbette, medya kanalları arasında görüş farklılığı olur. Ama ayyuka çıkmış bir haberi gizlemek olmaz. Gazetecilik mesleğine, bu kadar mı sırtınızı döndünü? Türk milletinin haber alma özgürlüğüne, bu kadar mı kastettini? Yazıklar olsun.

Ak Parti’nin muhteşem ekonomi yönetimi sayesinde, Eylül 2020 tarihi itibariyle, kamu ve özel sektör emekçilerimiz; açlık sınırının, 2 bin 447 lira 72 kuruş, yoksulluk sınırının, 7 bin 973 lira 2 kuruş, yaşam maliyetinin ise, 3 bin 2 lira 55 kuruş olduğu bir ekonomide, açlık ile yoksulluk arasında bir yerde yaşamak zorundalar.

Ülkemizde işsizlik almış başını giderken, kamu veya özel sektörde çalışanlar, işlerini kaybetmemek için, şartlara razı gelmeseler de, çalışmaya devam etmek zorundalar. Yaşadıkları derin ekonomik krizin yanında, Sendikalaşmalarının önündeki engellerden, sosyal haklarının çeşitli yöntemlerle kısılmasına kadar; bulundukları görevlerde, adil bir kariyer yolu olmamasından, maaş ve ücretlerindeki ağır vergi yüküne kadar; birçok sorun, kamu ve özel sektör çalışanlarımızı derinden etkiliyor. Bu yüzden, ne yazık ki çalışanlarımız geleceğe dair umutlarını kaybetmiş durumdalar. Kendilerini güvende hissetmiyorlar. Elbette hissetmezler!

Kendilerini görmeyen, seslerini duymayan, ve dertlerini umursamayan bir iktidarın kurduğu, bu eğri düzende; Emeklerinin karşılığı olan maaşlarının, gün geçtikçe eridiğini gördükçe, nasıl geleceğe umutla baksınlar, nasıl kendilerini güvende hissetsinler'… Emekçilerimiz her geçen gün daha da fakirleşirken, nasıl oturup keyif çayı içsinle? İşte bu nedenle, bu hafta Milletin Kürsüsü’nde, Sözü, meselenin doğrudan muhataplarına bırakacağım.

Editör: TE Bilişim