Adalet Bakanlığı tarafından, Türkiye'de devam eden yargılamalara ilişkin yapılan açıklamaların Türkiye'nin iç işlerine karışmak anlamına geldiği belirtilerek, "Bağımsız ve tarafsız Türk yargı makamlarının verdiği kararlara ilişkin olarak yapılan ve yargımıza müdahale anlamı taşıyan bu açıklamaları şiddetle kınıyoruz" ifadesi kullanıldı.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti'nin insan haklarına saygılı, demokratik bir hukuk devleti olduğu anımsatıldı ve "Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir. Türk milleti, egemenliğini, Anayasa'nın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır" vurgusu yapıldı.

Anayasa'ya göre yargı yetkisinin Türk milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanıldığına işaret edilen açıklamada, kimsenin mahkemelere talimat veremeyeceği kaydedildi.

"Hiçbir makam, merci veya kişi yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili olarak mahkemelere emir veremez"

Mahkemelerin Anayasa, kanunlar ve hukuka uygun vicdani kanıya göre karar verdiği bildirilen açıklamada, "Anayasa'mıza göre hiçbir makam, merci veya kişi yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili olarak mahkemelere emir ve talimat veremez, tavsiye ve telkinde bulunamaz. Devam etmekte olan bir yargılama sürecine müdahale etmek, hukukun üstünlüğü ilkesine aykırı olduğu gibi, anayasa ve kanunlarımıza göre suç teşkil etmektedir" ifadelerine yer verildi.

Devam eden yargı süreçlerine ilişkin başka ülkelerce yapılan açıklamaların, Türkiye'nin iç işlerine karışmak anlamı taşıyacağı aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Görülmekte olan bir dava ile ilgili olarak ABD ve Almanya başta olmak üzere bazı ülkeler ve uluslararası kuruluşlar tarafından yapılan açıklamalar, bağımsız ve egemen bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti devletinde Türk milleti adına karar veren bağımsız mahkemelerimize ve hakimlerimize yönelik bir müdahaledir, Türkiye'nin iç işlerine karışmaktır. Bağımsız ve tarafsız Türk yargı makamlarının verdiği kararlara ilişkin olarak yapılan ve yargımıza müdahale anlamı taşıyan bu açıklamaları şiddetle kınıyoruz."

Ne olmuştu?

Gezi Parkı davasında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, tutuklu sanık Osman Kavala'yı, TCK'nın 312/1 maddesi gereğince, "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı.

Sanığın yargılama sürecindeki tutum ve davranışları ile sabit olan eylemleri işleme biçimini dikkate alan heyet, takdiri indirim uygulamadı.

Verilen ceza süresi ve infaz koşulları dikkate alınarak Kavala'nın bu suçtan tutuklanmasına karar veren heyet, sanığın "siyasal veya askeri casusluk" suçundan beraatine, bu suçtan tahliyesine hükmetti.

Heyet, sanıklar Ayşe Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi'nin "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçundan 18'er yıl hapislerine ve bu suçtan tutuklanmalarına karar verdi.

Editör: TE Bilişim