2014 yılından bu yana kesintisiz olarak “Kentsel Dönüşüm” üzerinde çalışma yaptığını belirten İnşaat Yüksek Mühendisi Necmi Okumuş; deprem yaşamış halkın doğal olarak bazı isteklerini dile getirdiğine işaret etti. Okumuş, teknik kişilerin “Anayasa’ya kanuna, plana” dayanarak konuşması gerektiğinin altını çizdi, “Bu pencereden baktığımızda şu anda konuşulan emsal maalesef bir dayanağı yok. Biz teknik adamları bu tür kararlarda dahil etmiyorlar. Bu kararlar alındıktan sonra dahil ediyorlar. Dolayısıyla şu andaki emsal artışı halk ile siyasiler arasında konuşuluyor” dedi.

Yüz kişilik altyapıya 130 kişi

Belediye meclislerinden geçirilen ada ve parsel bazındaki emsal artışlarının teknik anlamda tartışılmadığını belirten Necmi Okumuş, şunları söyledi:

“İnsanların istek ve beklentileri var. Böyle baktığınızda halkın haklı istekleri var. İşin diğer tarafında ise eğitimlerini almış bir kişi olarak bu işin böyle olamayacağını da anlamak zorundayız. Bize göre işler bir plan çerçevesinde yürümek zorunda..  Örnek verecek olursak planlar çerçevesinde belediyelerin bir arsa parsel üzerindeki inşaatın yönetmeliklerle belirlenecek sınırı diyelim..  Bir daire için yaptığınız emsal artışı ile 100 metrekareyi 130’a çıkarıyorsunuz..

Ama bunu çıkardığınızda ise şunu görmek lazım 100 kişi yaşayacak yerde 130 kişi yaşayacak. Ben Televizyon yayını için deprem yaşayan bu bölgeye geldiğimde 20 dakika otopark aradım.  Anlayacağınız 100 kişi yaşayamadığımız, artışla birlikte bölgede 130 kişi yaşamak istiyoruz. Maalesef bu artış bir hayal gibi görünüyor.”

İzmir’de mevcut artışların belediyelerin yetkisinde artırılabileceğini ve onaylanacağını da söyleyen Kentsel Dönüşüm Uzmanı İnşaat Yüksek Mühendisi Necmi Okumuş,  meslek odalarının tepkisinin yoğunluk artışlarına yönelik olduğunu dile getirdi.  Okumuş, “ Plan dediğimizde  sadece binaların yoğunlukları anlamına gelmemeli. Aynı anda altyapı düşünülmeli” dedi. Okumuş şöyle devam etti:

“Üstyapıyı istediğiniz gibi büyüttük. Ama bölgedeki okul 100 kişilik dolayısıyla artışla birlikte orada yaşayacak 130 kişiye yetmeyecek. Veliler çocuklarını başka bölgelere göndermek zorunda kalacak. Aynı şekilde karakol 100 kişilik 130 kişiye yetmeyecek. Daha güncel bir örnek vereyim,  100 kişilik su var bölgede 30 kişiye su yetmeyecek.  İşte mühendisler, teknik kişiler hesaplarını böyle yapıyor.“

İZDEDA Başkanı Haydar Özkan’ın Son Mühür ekranlarındaki açıklamaları da değerlendiren Okumuş, bölgeden yükselen sesleri anladığını ancak kentin yüzde 67’lik riskli yapı stoku bulunduğunu kaydetti. Okumuş, “ Haziran ayında sizin ekranlarınızda bir istatistik veriyi açıklamıştım. Demiştim ki İzmir’in yüzde 67’si riskli yapı. Peki bu depremde yıkılanlar yüzde 67’nin yüzde kaçı…  Devlet ya da yerel yönetimler işi incelediğinde biraz daha sağduyulu davranması lazım. Konu dönüşecek evlerle ilgili değil. Konuya tüm bu riskleri kapsayacak bir sağduyu ile yaklaşmak gerekli. Konuya sadece bugünkü depremzedeler için bakamazsınız. Doğru olmaz. Yüzde 67’nin değerlendirilmesi gerekiyor. Depremzedeyi anlamaya çalışıyorum. Ben de Marmara depreminde aile bireylerimi kaybettim, acı sonuçlarını yaşadık. Ama genel anlamda büyük bir sistemle çözüm  gerekiyor. Depremzedeyi anlayarak olaya bakıyorum ama onların da şunu anlaması gerekiyor. Bu onlar için değil, herkes için verilmesi gereken karar” dedi.

Karşıyaka’nın kararı

 Karşıyaka Belediyesi’nin Meclisi’nden kararın “Tüm riskli yapılar” ifadesiyle emsal artışı çıktığını söyleyen Okumuş, şöyle devam etti:

“Çıkan karar doğru  Karşıyaka bugünkü mağdur haklı diğerleri haksız demedi bu kararı aldı doğru yaptı. Çünkü halkın belediyesi demek halka eşit davranmak demektir. Bu oldu verelim bu olacak vermeyelim demektir. Ama yüzde 30 insan fazlalığı demek.  Yüzde 30 fazladan ihtiyaç demek. Peki bunu nasıl planlayacağız.. Benim Karşıyaka çarşısında ofisim var. Fiber internet hattım yok.  Ben ofisimde iki internet hattı kullanıyorum.  Bostanlı’da evim var. Orda da internet yok. Altyapı yetmiyor. Yeni altyapı geçirmeye kalktığınızda olmaz. Teknik planlamanın ne demek olduğu anlaşılmalı. Hata üzerine hata yapılmamalı. Emsal var yüzde 30 ama otopark koyacak yer yok. Mal sahibi depremzede elindekini bile kaybetmiş.. Ama teknik kişilikler bunları değerlendirmek zorunda.

Bayraklı bölgesindeki çok yüksek yapıların Kent Planları üzerinden yapıldığını, bu konuda şehir plancılarının yetkin olduğunu söyleyen Okumuş,  uzmanlıklara saygı gösterilmesi gerektiğini söyledi. Necmi Okumuş, şöyle konuştu:

“Haydar abi meslek odaları için kitabına göre konuşuyorlar ama konuşuyorlar dedi. Konuştuğumuz şeyler bizlerin yıllarca yapılan hatalardan elde edilen sonuçlar.. Saygı duyma duygusunu giderek  kaybediyoruz. Doktora, avukata inşaat mühendisine, uzmanlara güvenmek saygı duymak gerekiyor. Ben depremzedelere yerel yönetimlere, devlete saygı duyuyorum ama bize de saygı duyulması gerekiyor…”

Belediyeye baskı var                  

Kentsel Dönüşüm Uzmanı Yüksek Mühendis Necmi Okumuş, İzmir’de 80 bin deprem mağdurunun yereyl yönetimler üzerinde büyük bir baskısı olduğuna işaret etti. Okumuş, “Bir şekilde mağdurlar mutlu olmalılar tatmin olmalılar ama teknik adamlar olarak bizler farklı  görüyoruz.  Konu yargıya giderse bunları değerlendirip karar vermesi gerekiyor. Şu an teknik olarak iptali çok büyük bir ihtimal” dedi.

Kentsel Dönüşüm Uzmanı İnşaat Yüksek Mühendisi Necmi Okumuş, bu tür mağduriyetlerde ilgili bölgenin yoğunluğunu artırmadan çözüm bulması gerektiğini söyledi, “Depremzedeyi karşısına alıp, yitirilen mülkün aynı değerde hatta değeri daha iyi bir yere taşınma” önerisinde bulunulabilir” dedi.

                                                                                                                                                

Editör: TE Bilişim