Osmanlı’nın son yıllarında, ll. Abdülhamid zamanında, “İstibdat Dönemi” diye adlandırılan dönemde, gazeteler sansür memurları tarafından incelendikten sonra yayınlanabiliyordu. ll. Meşrutiyetin yayınlandığı 24 Temmuz 1908 günü İstanbul’da yayınlanan gazetelerin çalışanları sansür memurlarını gazete binalarına almama, gazeteleri sansüre göndermeden yayınlama kararı almışlardır. 
İşte bu tarih, 1946 yılında kurulan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından “Basın Bayramı”  olarak kutlanmaya başlamıştır. 


12 Mart 1971 Muhtırasından sonra, basının üzerindeki baskıların artması ile, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Bayramı adını, “Geleneksel Gazeteciler Günü ve Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü” olarak değiştirmiştir.


Günün her saati, her koşul altında halka doğru haber ulaştırmak için çalışan gazetecilerin; yazdıklarından dolayı cezalandırılmadığı, işten atılmadığı, tutuklanmadığı, darp edilmediği, insanca yaşayabilecekleri bir ücret alabildiği, daha özgür bir çalışma ortamı bulabildiği bir toplum; daha özgür, daha demokratik bir toplum olacaktır. 
Bu dileklerle, basın emekçisi arkadaşlarımızın “Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü”nü kutlar, kolaylıklar dilerim.               

Editör: TE Bilişim