“Dünyada her şey kadınlarımızın eseridir. Kadınlarımız eğer milletin gerçek anası olmak istiyorsa, erkeklerimizden daha aydın ve faziletli olmaya çalışmalıdırlar.”

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün sözleriyle başlamak istedim. Bugün özel bir gün… Dünya Emekçi Kadınlar Günü… Emeksiz kadın yok ki! Doğduğu günden itibaren kadına birçok görev yüklenmiş. Erkekler kral gibi yetiştirirken, kızlara hizmet etmek öğretilmiş. Evde çocuk bakan, yemek hazırlayan, ütü yapan kişi kimliği verilmiş. Oysa kadın her alanda lider konumunda… Kadın elinin değdiği her yerde çiçekler açıyor. Ofiste en disiplinli, okulda daima birinci, fabrikada işini en temiz yapan, evde iç işlerine ve paraya yön veren, tarlada erkekten daha çok çalışan, hastanede yaralarımızı saran, sokakta saygıyı geliştiren, can dostlarımıza yardım eli uzatan, kısaca her ortamda bir anne şefkatiyle koruyucu rolü üstlenen önder kişiler kadınlar… Her an, her yerde, erkeklerle eşit haklara sahip olarak hayata katılan yoldaşlarımız…  

Kadınlarla başaracağız…

Kadınların katılmadığı hiçbir mücadele başarıyla sonuçlanmamış. Hiçbir hakta mücadelesiz kazanılmamıştır… Zafer için mutlaka kadının elinin, vicdanının, merhametinin, gözünün değmesi gerekir.  Son yıllarda kadınlara yapılan şiddeti kınıyorum. Kadın cinayetlerini ve kadına şiddeti bir türlü engelleyemiyoruz. Biran önce el ele vererek, yasaların yaptırım gücü ile devletinde desteğiyle bu insanlık utancından kurtulmalıyız. Önce çocuklarımıza sevginin ne olduğunu anlatmalı, aşırı kıskançlığın sevgiden gelmediğini öğretmeliyiz… Biz basın kuruluşları da kendimize çeki düzen vermeliyiz. Kadının hala meta olarak kullanıldığı, reyting uğruna bu tür şiddet olaylarını soslayarak ekrana yansıtan, kuruluşlar var. Erkek bakışı ve dili ağırlıkta, artık bakış açılarını değiştirmeliyiz. Etik değerlere saygıyla habercilik yapılmalı… Tarafsızlığımızı biraz, mağdurun yanında olmamız gerekliliğiyle, değiştirmeliyiz. Toplumsal cinsiyet eşitliği ile olaylara bakarsak sorunun yavaş yavaş çözülebileceğini göreceğiz. Bence basın topluma ayna tutarken onu eğitmekle de görevlidir.

Ekonomimiz çıkmazda…

Zor günlerden geçiyoruz. Ekonomimiz kötüye gidiyor. Her sabah yeni bir zamla uyanır olduk. Oysa ekonomi lokomotiftir. O kötü olursa yoldan sapılır. Bir tarafta pandemi sürerken şimdi de hemen yanı başımızda savaş başladı. Amerika ve Avrupa karşı çıksa da Rusya kimseyi dinlemiyor.  Ukrayna’da savaştan en çok kadınlar ve çocuklar etkileniyor. Ekranların başında naklen savaşı izlerken, ekonomi daha da diplere vuruyor. Dünya o kadar küçüldü ki orada yaşanan savaş tüm insanlığı etkiliyor. Yağ, un bulamama endişesi ile marketlere adeta saldıran ve stok yapmaya başlayan vatandaşlarımız var. Zaten ekonomik açıdan çökmüş durumda olan bu kişiler borçla gıda malzemeleri almaya çalışıyor. Market rafları boşalmış durumda… Şimdi birlik olma zamanı, tüm insanlık bir araya gelip savaşı bitirmeli… Bir an önce savaşın sona ermesi dileğiyle “Savaşa hayır” diyorum.

Maske serbest ama…

Bilim Kurulu pandemi kurallarını hafifletti. Ancak tedbiri elden bırakmamak lazım… Salgın devam ediyor. Aşılarınızı yaptırıp, kapalı ortamlarda maske takmaya devam etmelisiniz. İki senemizi kaybettik. Dün geride kaldı, bugünün kıymetini bilerek var gücümüzle çalışırken, kendimizi korumalıyız. Yarın çok daha güzel olacak ama bugünü doğru yaşayabilirsek…

Zeytinime dokunma…

Zeytin ağaçlarını katletmeyi amaçlayan yönetmeliğin bir an önce geri çekilmesi gerekiyor. Zeytin Kanuna muhalif bir yönetmelik olabilir mi? Kömürden daha değerli olan ölmez ağacı öldürmeyin. Hem zeytin hem de zeytinyağı vazgeçilmezimizdir. Dünya pazarında birinciliğe oynadığımız bir alanı, daha da geliştirmek yerine, yok etmeye kalmaya anlam veremiyorum. Daha çok zeytin ağacı yetiştirilmeli…

Kırmızı Karanfiller…

 Başta eşim, annem ve kardeşim olmak üzere tüm kadınlara bu özel günün simgesi kırmızı karanfiller sunuyorum. Radyo Ege’de çalan tüm şarkılar sizin için…