Ekonomist, Hesap Uzmanı Dr. Turgay Bozoğlu, Türkiye’deki vergi sisteminin sıkıntılarını anlattı, “Vergilerin etkin adil toplandığı doğru değil.” Dedi.

Türkiye’de vergilerin yüzde 70’lik bölümünün dolaylı vergiler olduğuna işaret eden VAVEK Başkanı Dr. Turgay Bozoğlu, “ Servet kazanç vergileri, doğrudan vergiler dediğimiz, kurum vergisi. Yaptığımız harcamaların vergisi, alışverişlerde dolaylı vergidir. Sizler bunu fark etmezsiniz. Akaryakıtı alırken vergi, elektrik düğmesine bastığınızda vergi ödüyorsunuz, toplu taşımada vergi ödüyorsunuz. Ödenen vergilere baktığınızda yüzde 70’i dolaylı vergiler oluşturuyor” diye konuştu. Bozoğlu şöyle devam etti:

Vergiyi yoksullar ödüyor

“ Modern gelişmiş ülkelerdeki sistemden uzaklaşmış durumdayız. Onlarda servet üzerinden vergi alınırken, bizde dolaylı vergi alınıyor. Siz kazancı vergilendirmiyorsunuz, harcamaları vergilendiriyorsunuz. Yüksek gelir grupları, kendisi için harcayacağı para belli olduğu için, tasarruf yapıyor. Harcamalarda vergisi az kalıyor. Yüzde 70 vergi ödeyen kısmın büyük kısmı yoksul kişiler. “

Beyanname yok, hesap sorulamaz

Vatandaşın Vergisini Koruma Derneği Bakanı Dr. Turgay Bozoğlu, Türk vergi sisteminde, “beyannameli sistem” olmadığı için kazançların görülemediğine işaret etti. Bozoğlu şöyle devam etti:

“Beyanname geçtiğiniz zaman, toplam kazançları görme şansınız olur. Ölçemezsiniz, ölçemediğinizi yönetemezsiniz. Beyanname vermiyorsanız hesap da soramazsınız. Ücretinizden önemli oranda vergi kesiliyor. Toplam gerilinizle ne kadarını vergi olarak vergi verdiğinizi görseniz, hesap sorar hale geleceksiniz. Türkiye’de ne kadar seçmen var, 55 milyon. Beyanname verenler 5 milyon. Bu nasıl seçmendir ki, kamu harcamalarının hesabını soracak. Demokrasiyle verginizin hesabını sormanız gerekir. Toplanan vergilerin nereye harcandığı çok önemli. Şeffaf harcandı mı, nereye gitti önemli. Kanunsuz vergi koyamazsın. Vergi ve cezanın parlamentonun onaylaması gerekiyor. “

Seçmene hesap verilmeli

Türkiye’de yönetenlerin seçmene hesap vermesi gerektiğine de işaret eden Dr. Bozoğlu, “Topladığınız vergiyi nereye harcıyorsun diye soruyorlar. Vaat edilen konulara mı, başka şeylere mi? Sağlığa, eğitime harcayacağım diyorsunuz, başka yerlere harcıyorsunuz. Seçmene vatandaşa hesap vermek zorundasınız” dedi

Vatandaş bilincinin artması, geleceğimiz çocuklarımız için, bıraktığımız dünya için, Türkiye’de her kuruşun hesabını sormak, takip etmek gerektiğine işaret eden Bozoğlu, şöyle devam etti:

“Sizin adınıza kararlar alınıyor, kamu mülkleri satılıyor, kredi alınıyor. Bu toplumun vergileri ile oluşturulmuş şeyler. Vergi sisteminin değişmesi, vatandaş bilincinin artması gerekiyor.”

TÜİK’in güvenilirliği

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)in açıkladığı rakamların tereddütlerle dolu olduğunu da söyleyen Dr. Turgay Bozoğlu, kurumun ortaya koyduğu artış oranlarıyla piyasadaki artış oranları arasında uçurumlar olduğunu söyledi. Bozoğlu şöyle konuştu:

“TÜİK verileri ile sokaktaki fiyatlar farklı. Market ve pazarda farklı. TÜİK bir kamu kurumu. Rakamlarının tartışılması istenilen bir durum değil. Siyaset halka hizmet için yapılan bir şey. Siz başarısızlığını baskıyla örterseniz bu doğru olmaz. Resmi olarak söylemek gerekirse, enflasyon araştırma kurumu var, TÜİK’in rakamlarına göre iki kat açıklama yaptılar. Yüzde 49’ oranında bir açıklama yaptılar. TÜİK rakamı ise yüzde 20’lerde. Yoksulun ücreti TÜİK verilerine göre artırılıyor. Ve 22 milyon yoksula sahibiz. 22 milyon dışındaki kesimin çok zor geçindiğini görüyoruz. 2013’ten bu yana milli gelir düşüyor.”

MB’den Yanlış politikalar

Asgari ücretin çok düşük kaldığını da belirten Bozoğlu, Merkez Bankası ve döviz kurlarının durumuna ilişkin şu görüşleri açıkladı:

“Cumhurbaşkanı açıklamasından sonra faiz indiriminden memnun olduğunu söyledi, yine döviz kurları yukarı doğru gitmeye başladı. Bunun temel sebepleri var ekonomide çok açık. Merkez Bankası ekonomik sebeplerle karar almadığı için bu kadar tartışılıyor ve döviz kurlarında bir stabilite görmüyoruz. Merkez Bankası’nın temel görevi fiyat istikrarını sağlamak ve hayat pahalılığının önüne geçmek. Bunun için bazı araçları var. Faiz gibi, karşılık oranlarını arttırmak gibi. para arzını kontrolüne ilişkin bir takım mekanizmalarını var. Zaman zaman piyasayı kontrol edebildiğiniz rezervleriniz olması lazım. Bu da son zamanlarda fazlasıyla eritildiği için bu mekanizma da kullanılamaz hale geldi. Faiz sebeptir enflasyon sonuçtur gibi bir söylem var. Bir iktisatçı olarak bun bunu ilk defa duydum. Enflasyon sebep, faiz sonuçtur. Biz bunu böyle öğrendik. Merkez Bankasının faizleri yükseltip paranızı koruması gerekirken enflasyonu dikkate almadan bir faiz oranı belirliyor. “

Editör: TE Bilişim