TCMB’nin dün sürpriz bir kararla politika faizini yüzde 14’ten yüzde 13’e indirmesinin ardından, şimdi sırada kredi faizlerine üst sınır getirilmesinin olduğu konuşuluyor.

Sanayicilerin, bu konudaki rahatsızlıklarını son günlerde temasta bulundukları TCMB ve Bankalar Birliği yetkililerine söyledikleri, ekonomi yönetiminin bu konuda çalışma başlattığı iddia ediliyor. HalkTV'den Nuray Tarhan'ın haberine göre son zamanlarda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ve Bankalar Birliği ile yakın temas fırsatı bulan sanayicilerin en çok şikayet ettiği konulardan birisi olan “kredi faizlerinde üst sınır olmaması” sorununun yakında çözüleceği söyleniyor.

Kulislerde dolaşan söylentilere göre, özellikle Gaziantep’te faaliyet gösterenler olmak üzere sanayiciler bu konunun çözüme kavuşacağını son günlerde sık sık dile getirmeye başladı.Sanayicilerin TCMB ve Bankalar Birliği yetkilileri ile görüşmelerinde bu konudaki rahatsızlıklarını dile getirdikleri de söylenenler arasında.Kur korumalı mevduatta (KKM) yıllık faizin yüzde 17’yle sınırlanmasını örnek gösteren sanayicilerin tepkilerini kendi aralarında da “Madem mevduatta azami faizi yüzde 17 yapmayı biliyorsunuz, bunu kredi faizinde neden uygulamıyorsunuz?” şeklinde dile getirdiği belirtiliyor.

Bunun üzerine TCMB ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) da bunun üzerine düzenleme yapmak için çalışma başlattığı, iddialar arasında.

‘Piyasa yapıcı bankaların ortalaması alınmalı’

Ekonomist ve bankacılık uzmanı Erol Taşdelen, kamu bankalarının da içinde bulunduğu piyasa yapıcı bankaların ortalama faizinin üzerinde olmayacak şeklinde düzenleme yapılması halinde reel piyasanın olumlu karşılayacağını belirterek, “Böylece bankaların keyfi kredi faiz uygulamalarının da önü kesilir. Örneğin, Ziraat, Halkbank ve Vakıfbank aynı zamanda piyasa yapıcı banka olduğu için kredi faizleri otomatikman düşer. Diğer bankalar da itiraz edemez” dedi.

Ekonomi yönetiminin mevduat faizlerini sabitlerken kredi faiz oranlarında herhangi bir fren sistemi kurmadığına dikkat çeken Taşdelen, “Ağustos başında ticari krediler kamu dışı bankalarda yüzde 50’lere dayanmış durumda. Bir taraftan mevduat faizlerini bastırırken diğer taraftan kredilerin serbest bırakılması ister istemez banka net faiz gelirlerini de yüzde 204 artırdı. Bunda geçen yıl aynı dönemde 21 milyar TL olan kambiyo zararının 53 milyar TL kârlılığa dönmesinin etkisinin büyük olduğu görülüyor” diye konuştu.

'Bankaların kârını KKM patlattı'

Bankacılık sektörünün bu yılın ilk yarısında 270.4 milyar TL’lik faiz gelirinin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 99.1 artarak 538.4 milyar TL’ye çıktığını hatırlatan Taşdelen, şunları söyledi:

“Başka bir ifadeyle bankaların faiz geliri ikiye katlamış durumda. Buna karşılık faiz giderleri 176.7 milyar TL’den yüzde 43.4 artarak 253.5 milyar TL’ye yükseldi. Dolayısıyla faiz giderleri gelirlere göre daha az artınca net faiz giderleri de hali ile anormal artış oldu.

2021’in ilk yarısında 93.7 milyar TL olan net faiz gelirleri yüzde 204 artarak 284.9 milyar TL seviyesine yükselmiş durumda. Bunda hiç kuşkusuz kur korumalı mevduat (KKM) hesaplarında en fazla faiz oranı olarak yüzde 17’nin sabitlenmesinin katkısı büyük oldu. Zira faiz giderlerinin ana kalemi olan vadeli mevduatların üçte birinin KKM olduğu düşünüldüğünde bankalar için ciddi avantaj sağlanmış durumda KKM’lerin hacmi 1.2 trilyonu geçmiş durumda.

KKM faiz oranları yüzde 17’lerde sabitlenmese bugün mevduat faiz oranları en iyi tahminle yüzde 27’lerde hatta daha üstünde olacaktı ki, bu da bankalara bu kısım mevduat için yüzde 10 ek faiz yükü getirecek. Bu da aylık 9 milyar TL faiz gideri anlamına gelmektedir. Başka bir ifade ile bugünkü KKM rakamları ile bankalara ek 9 milyar TL dolaylı kaynak aktarılmaktadır ki bu para da Hazine ve TCMB’den çıkmaktadır.”

Editör: TE Bilişim