Son Mühür TV'de Ayşegül Koç'un sunduğu Gün Başlıyor programına telefonla bağlanan Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen ile ekonomist Murat Bilen, geceyarısı görevden alınan Merkez Bankası eski Başkanı Naci Ağbal ve ekonomideki son gelişmeler hakkında görüşlerini dile getirdi. 

Ekonomist Murat Bilen gelişmeleri şöyle değerlendirdi:

“Bu görev değişikliği çok ani ve sert bir şekilde oluştu. Aslında bakarsanız Cuma günü bunun sinyalleri alınmıştı. Böyle şeyler dolaşmıştı piyasada. Fakat bu kadar sert ve seri hareketin yapılacağı açıkçası beklenmiyordu. Çünkü Naci Ağbal’ın politikaları genel anlamda hem yerli hem de yabancı anlamında piyasa oyuncuları tarafından memnuniyetle karşılanıyordu. Enflasyon düşüşü ve 2011 hedeflerinin tutması konusunda politikaların işe yarayacağı konusunda birçok kesim hemfikirdi. Fakat ani bir görev değişikliği ile birlikte tabii ki gelen veya giden şahıslar bir yana izlenebilecek politikalar konusunda bir tereddüt yaşanmasına sebep oldu. Bir süreden beri zaten piyasalarda bir yorulmuşluk söz konusuydu. Onun üstüne de bu olaylar gerçekleşince tabii piyasalar oldukça sert ve seri bir gerilme yaşadı. Bu gerilmenin ilk neticesini biz tabii TL ve döviz piyasalarında aldık gece geç saatlerde açıldı. Yurtdışı piyasalara baktığımızda yurtdışı piyasalarının da negatif olduğunu görüyorum. Özellikle Uzak Doğu’da, Japonya’nın %3,%5’lere varan eksileri tabii bizi desteklemiyor hem içerde hem dışarda negatif hava anlamında. Oradan da bir negatif tesir aldığımızı söyleyebilirim. Şu an için herkese kolaylıklar diliyorum.”

“SÜRATLİ BİR ÇAĞDA YAŞIYORUZ”

Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen ekonomideki son gelişmeler hakkında şunları söyledi:

“Küreselleşme dediğimiz şey bu aslında. Özetle küreselleşme dünyanın her bir yerinde, herhangi bir şey olduğu zaman eskisinin, pozisyonlarının hemen alındığı, hemen kapatıldığı, hatta haberin düşmesi için televizyonda haber bülteninin okunmasına gerek kalmıyor. Herhangi bir şekilde yazılı bir yerde, sosyal medyada ya da bir internet sitesinde pozisyon alan, alım satım yapan algoritmanın olduğu teknoloji çağda yaşıyoruz. Birincisi bu. Yani karşımızda tahmin edemeyeceğiniz ötede süratte hareket eden bir yatırımcı grubu var. Ve bu yatırımcı grubu aslında insanların oluşturduğu bilgisayarlardan oluşturduğu bir grup. İlk önce bunu bir tarafa koyalım. İkinci nokta, belirsizlik yarattığınız zaman insanlar en kötüyü dikkate alarak hareket ederler. Yani size kalkıp birisi ‘Ya bir bakalım ne oldu’ bu tonla bir şey söylese sizin söyleyeceğiniz ilk cümle ‘Eyvah ne oldu, söyle’ olacaktır. Yani size iyi bir şey söyleyecek ama siz bunu kötü olarak algıladınız. Ve ona göre pozisyon aldıysanız hiçbir şeyi düzeltemiyorsunuz. Şimdi insanları bilinçsizlikte bırakmamak lazım. Bilinçsizlikte bırakırsanız söylediğim gibi insanlar olabilecek en kötü durumu dikkate alırlar. Şimdi başkan görevden alınıyor. Alınabilir, gayet doğal. Aslında değil, çünkü bu insanlar 3 yıllık, 4 yıllık, 5 yıllık, kanunda ne yazıyorsa o kadar sürede göreve atanıyorlar. Siz Merkez Bankası’nın bağımsızlığının sinyalini piyasaya vermezseniz piyasa merkez bankası siyasetten bağımsız diyemez. Siyasetin ismine kalan bir banka rasyonel karar alamaz der. Rasyonel karar alamayan yatırımlı kuruluşların, insanların davranışları maalesef tahmin edilebilir ya da öngörülebilir değildir. O zaman bu durumda yabancı yatırımcı buradan gelecek üç kuruşu geceleri uykusuz geçireceğine kardeşim ben gidiyorum, %1 e yüzde yarıma razıyım. Hiç olmazsa param güvende olsun diyecek. Şimdi bakın bundan 2 yıl önce, bu ülkeye yabancı yatırımcı gelip parasını Türk Lirasına çevirip faize yatırıp faiz zamanı gelince ben bunu alıp dolara çevireyim dediği zaman eğer bugün çıkması gerekiyorsa korkunç bir zararla çıkacak. Bu zararı artık telafi etmek için hesabını artık bizden sormayı mı düşünür, başka yerlerden çıkarmayı mı düşünür hiçbir zaman için bunu bilmiyorsunuz. Yani dolayısıyla bu noktada yabancı yatırımcıya dikkat etmemiz gerekiyor. Niçin? Çünkü Türkiye yabancı fon girişine sıcak para girişine üzülerek söylüyorum muhtaç bir ülke.”

‘HAFTA SONLARI ARTIK KABUS OLDU’

“Hafta sonları artık kabus oldu. Sayın Hazine ve Maliye bakanının istifası hafta sonu bir kabus. Yeni başka bakanın atanması kabus, faiz kararlarını herkes diken üstünde dinliyor bir başka kabus.

Devlet ciddiyeti diye bir şey var. İstifa mekanizması var, usulüne uygun bir şey yapılması var. Halkı bilgisiz bırakmama zorunluluğumuz var. Biz hiçbir şeyi bilmezsek insanlar o zaman ne yapacak? Kafasına estiği gibi davranacak, sürü hareketinde bulunacaklar. Birisi kaçmaya başladı mı herkes ona bakarak kaçacak. Birileri kalkıp bir şekilde, bu noktada şapkasını önüne koyup öz eleştirisini yapmak zorunda. Bu aslında bu ülkede yaşayan herkesin sorumluluğu. Biz niçin bunu habire yaşıyoruz? Biz neler neler kaybediyoruz? Teknolojiyi kaybediyoruz, gelişmeleri kaybediyoruz, yatırımları yapabilecekken parasız kalabiliyoruz, insanlar süpermarkete girip dolaşıyorlar. İnanın girip dolaşıyorlar, fiyatlara bakıyorlar. Alışveriş yapan sayısı azaldı. Fiyatlar korkunç. Şimdi o zaman enflasyon, faiz, diğer konular oturulup bunların hepsine çözüm bulmak zorundayız. Ve çözümün en itibarlı, kalitesi yüksek makamdan gelmesi gerekiyor.”

Editör: TE Bilişim