Mehmet Bekaroğlu, TBMM Genel Kurulu’nda, CHP Milletvekilleri Uğur Bayraktutan, Ahmet Kaya ve Necati Tığlı ile birlikte hazırladığı Çay Kanunu Teklifi’nin doğrudan Genel Kurul gündemine alınmasına ilişkin önerge üzerine konuştu.

"Çay üreticisi mağdur edildi"

Bekaroğlu, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde 200 binin üstünde ailenin çay ürettiğini ve bölgeye 5-6 milyar TL civarında para girdiğini söyledi. Bekaroğlu, “Ancak bu ürün, artık gerçekten bu tarımla uğraşan insanları doyurmuyor, ciddi problemler var. Bu problemlerin temelinde de çayla ilgili yürütülen politikalar var. Yirmi seneden beri iktidarda bulunan AKP hükümeti, daha önceki hükümetler gibi yanlışlar yaparak çay üreticisini ciddi bir şekilde mağdur etmiştir” dedi.

"Çay kapasitesi düşük"

Çay fabrikalarının yarısının özel sektör, yarısının da devlet veya ÇAYKUR tarafından işletildiğini söyleyen Bekaroğlu, “ÇAYKUR yatırım yapmadığından dolayı çay işletme kapasitesi çok düşüktür. ÇAYKUR hem kendi kapasitesini kullanmıyor hem de kapasitesini artırmıyor, bu sebepten dolayı üretici özel sektöre mecbur ediliyor. Özel sektör de geçen sene 4 lira civarında olan çayı 2,70'e, 2,80'e almıştır. Dolayısıyla sadece geçen sene özel sektörün cebine 1 milyar TL, vatandaştan alınarak haksız bir şekilde girmiştir” diye konuştu.

"Taban fiyat uygulanmadan bu iş çözülmez"

Hazırladıkları Çay Kanunu Teklifi hakkında bilgi veren Bekaroğlu, şunları söyledi:

“Çay tarımının başlangıcından çayın işlenmesini ve ticaretini kurallara bağlıyoruz. En temel problem de çay fiyatlarıdır. Çayda taban fiyatı uygulanmadan bu iş çözülemez. Bizim hazırladığımız kanun teklifinde taban fiyatı getiriyoruz ve bu fiyatın altında çayın alınmasını yasaklıyoruz. Her üründe destekleme fiyatları var ve her sene artıyor. Nedense, neredeyse yedi seneden beri çay destekleme fiyatları artmıyor. Devletin vereceği destek de yüzde 10 olacak. Bunun dışında da hemen bir sonraki ayda ücretler ödenecek diyoruz. Kapasiteyi artırmak için de bir şey söylüyoruz. Aslında kapasite mevcut; ÇAYKUR'un günde 9 bin ton, özel sektörün ise günde 15 bin ton çay işletme kapasitesi mevcut ama bu kapasitesinin sadece 6-7 bin tonu kullanılıyor. Şimdi biz, standartları koyarak özel sektöre, ÇAYKUR'a çay işletme yetkisi veriyoruz; çayı standartlara uygun bir şekilde özel sektörün kapasitesini kullanarak işleyecek. Yaş çayı da isterse vatandaştan taban fiyatla alacaklar ya da istemezlerse ÇAYKUR'dan bu fiyatla çayı alacaklar.

"İnsanlar perişan"

Bunu yapmadığınız müddetçe, bu bölgede kotayla, kontenjanla milleti perişan edersiniz. Kota, kontenjan demek yıllık çay verme, günlük çay verme demek. Bu çay dediğimiz ürün öyle alınıp depoda falan saklanmıyor, kestiniz mi hemen ÇAYKUR'a ya da çay fabrikasına götürüp işleyeceksiniz. Bunu bu şekilde işlemezseniz bozulur. Gerçekten insanlar perişan, işçisi de perişan, yarıcısı da perişan, mal sahibi de perişan.

"Çaykur'un Varlık Fonu'nda ne işi var"

Bir de ÇAYKUR'un, çayın Varlık Fonu’nda ne işi var? Biz, bu kanunla Varlık Fonu’ndan da çıkarılmasını talep ediyoruz. Bu kanunu destekleyin. Adalet ve Kalkınma Partisi, yıllarca Çay Kanunu çıkaracağı vaadinde bulunuyor ve çıkarmıyor; bir de Varlık Fonu’na almış. Herkes biliyor ki Varlık Fonu’na almak, özelleştirmek demektir.”

CHP’nin önerisi, Genel Kurul’da yapılan oylamada reddedildi.

Editör: TE Bilişim