8500 yıllık köklü bir tarihin içinden akıp gelen İzmir, birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış bir şehir…

Felsefenin ve tiyatronun çıkış noktası olan, iktidar savaşlarına tanıklık eden, ticaretin ve sanatın merkezi İzmir, düşünce ihraç eden bir kimliğe de sahip…

İşte onun için, çok uluslu toplumlara da olgunlukla yaklaşır…

Antik çağların bilinmezliğine de…

Bu yönüyle bakınca İzmir, dünyanın pek çok şehrinde olmayan değerlere sahiptir. Bu yüzden özlenendir, sevgilidir, vazgeçilmezdir.

Kendi bağımsız ruhuna çektiği milyonlarca insan, sadece Türkiye’den değil, dünyanın hangi köşesinden gelirse gelsin, İzmirli olmuştur…

İnsanı bu kente çekici kılan pek çok unsur var ama bence en önemlisi direnme gücü…

Hemen her şeye…

Asırlardan günümüze taşıdığı bu güç, saygı duyanı yüceltir, ancak karşı çıktığında bir koruma kalkanı olarak gün yüzüne çıkar.

Bu kalkan kimi zaman insan olur, kimi zaman da doğa…

İşte bu yüzden arka arkaya felaketler yaşayan bu kentin, asırlardır biriktirdiği direnme gücünü harekete geçirmenin şimdi tam zamanı…

FARKLI KİMLİKLERE ALDANMA

Görüyorum ki, kaleyi içten fethetmeyi amaç edinen bazı kıt akıllılar, sana farklı kimlikler yakıştırma uğraşında… Beyhude bir çaba; “Diren İzmir”…

Tarihine, insanına, özgürlüğüne dil uzatanlar her geçen gün artıyor. Gericiliğin her türlüsü felaketlerin yaşandığı her günün ertesi ortaya çıkıyor. Kötülüğünü isteyen bu zihniyete karşı, “Diren İzmir”…

Biriktirdiğin kültür senin yaşama sebebin, bunu yok sayanlara karşı hiç yüksünme gereğini yap; gardını al, gücünü göster. Geleceğin ışığı olmak için  “Diren İzmir.”

Çok zor günler yaşadın, içimizden birileri hata yaptı, bu da 118 canımızı aramızdan aldı. 30 Ekim depreminde, senin hoşgörünle büyüyen insanların dayanışması dünyaya örnek oldu, düşmanlık besleyenleri bile kıskandırdı. İnsanlık tarihi için “Diren İzmir”.

Kurtuluş Savaşı’nı başlatan ve bitiren şehirsin… Çok büyük bedeller ödedin, büyük yangınla kül olmuş bir enkaz yığınından yeniden doğdun, direnişin simgesi oldun. Bu yüzden değerine fiyat biçmeye kalkanlara at tokadını, “Diren İzmir…

Mustafa Kemal Atatürk gibi ölümsüz bir liderin hayranlığını kazandın, yüreğine girdin, fikir verdin. Sakın ola ki, bu çizginden taviz verme, “Diren İzmir.”

Doğal güzelliğin senin için en büyük değer; kendi çıkarı için su yollarını tıkayan, cebine birkaç kuruş fazla girsin diye hayatları tehlikeye atan, toprağını pazarlamaya kalkan insanlara karşı ‘Diren İzmir.’

BAĞIMSIZLIK SENİN KARAKTERİN

Direnirsen, Atatürk’e ilham kaynağı olan bağımsızlık karakterin geleceğe taşınır…

Direnirsen, yaşanan onca felaketlere karşı dimdik durur, seninle dalga geçmeye kalkan, sana laf atanlara karşı onurunu korursun.

Direnirsen, hoşgörüyle, insan sevgisiyle, dayanışma ruhuyla büyüttüğün evlatların, dünyanın geleceğinde söz sahibi olur.

Direnirsen, “aşkla yaşanan” bu şehirde insanlık kazanır, doğa yaşatır, gelecek aydınlanır.

ASLA TAVİZ VERME

Son 4 ay kabus gibi geçti, depremle sarsıldın, sel felaketiyle yaralandın, hortumla tedirgin oldun.

Yine o “ben yaparım” zihniyetin depreşti, yardım dilenmek sana göre değil.

Çünkü sen ağlamazsın, yalvarmazsın; senin karakterinde el avuç açmak yok.

Bugüne kadar çektiğin onca acıya direndin, yaralarına merhem oldun.

Ne ihanetler gördün ne aymazlıklar… Hiç yılmadın, boyun eğmedin…

Yüreklerde markasın.

Sen Victor Hugo’nun “Prensesi”sin.

O halde, insanınla kenetlen ve  “Diren İzmir”..

Sana yakışan budur.

 

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Dünyanın en mutlu çifti

Bugün Sevgililer Günü… İster misiniz biraz farklı bakalım… 

Sizce dünyanın en mutlu çifti kimdir'

Cevap: Adem ile Havva

Soru: Neden Adem ile Havva'

Cevap: Çünkü, bunun 18 temel nedeni var:

1) Adem'in de Havva'nın da hiç kaynanası olmadı.

2) Adem de Havva da aldatılmaktan korkmadı.

3) Havva hiçbir zaman kıyafeti ile Adem'i çileden çıkartmadı.

4) Adem, "Arkadaşlarımla maç yapmaya gidiyorum" diyemedi.

5) Havva kız arkadaşlarını eve toplayıp akşama kadar dedikodu yapamadı.

6) Adem hiçbir zaman poker partisine gidiyorum deyip, gecenin köründe eve sarhoş gelemedi.

7) Adem hiç uzun iş görüşmeleri için yurtdışına gidip otel odalarında kalamadı.

8) Sevgililer Günü'nü unutmaktan doğan kavgalar çıkmadı.

9) Randevulara gecikince trafiği bahane edemediler. Ne randevu ne de trafik vardı.

10) Yüksek gelen faturalar nedeniyle tartışmadılar.

11) Özel günlerinde birbirlerinin sevmedikleri arkadaşlarını davet etme gibi bir ihtimalleri olmadı.

12) Adem hiçbir zaman Havva'ya 'Sen bu dünyada gördüğüm en güzel kadınsın’ derken yalan söylemedi.

13) Hiçbir zaman röntgenleyen var mı, diye tedirginliğe düşmediler.

14) Onlar mutluydular. Çünkü, ne sayıma gerek vardı, ne de sayılmaya.

15) Hiçbir zaman birbirlerinin yüzüne telefonu kapatamadılar. Telefonda kavga da etmediler.

16) Hiçbir zaman siyaset-politika konusunda dil, din, ırk tartışmasına girmediler.

17) Hiçbir zaman Havva, 'Beni en son ne zaman sinemaya götürdün, en son ne zaman dışarıda yemek yedik, demedi.

18) 'Senden başka gül koklarsam namerdim' lafı da gerçekti ve Havva da bunun doğru olduğuna emindi.

14 Şubat Sevgililer Gününüz kutlu olsun.

GÜNÜN SÖZÜ

Sevgi neydi'

Sevgi, sahip çıkan dost,

sıcak insan eli, insan emeğiydi.

Sevgi iyilikti, sevgi emekti…

Cengiz Aytmatov