CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, CHP İzmir Milletvekili Yüksel Taşkın, CHP İzmir Milletvekili Rıfat Nalbantoğlu ve CHP İlçe Başkanları İzmir Alsancak Limanı'nın satılacağı iddialarıyla ilgili açıklama yaptı.
CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu şunları söyledi:
“BAKAN İDDİALARI MECBUREN KABULLENMEK ZORUNDA KALDI”
“Bizler seçimlerden önce sürekli olarak dile getirmiştik. ‘Türkiye AKP iktidarıyla bu krizden çıkamaz, tam aksine ülkenin kaynakları borçları kapatmak, israfı fonlamak için haraç mezat satılır’ diye. Üzülerek söylüyorum ki, haklı çıkmanın acısını yaşıyoruz. Bu haraç mezat, gizli saklı pazarlıklarla satılan milli değerlerimizden birisi de önünde durduğumuz Alsancak limanı. Kesin bir dil kullanıyorum çünkü iddialar basın tarafından dile getirildikten, İzmir Milletvekilimiz Sayın Mahir Polat tarafından Meclis’e taşındıktan sonra, çiçeği burnunda Ulaştırma Bakanı iddiaları mecburen kabullenmek zorunda kaldı.
“AKP İKTİDARI ARAPLARA VERMEK İSTİYOR”
Üstelik Sayın Bakan, Limanın satışıyla ilgili bir ihaleden, özelleştirme için isteklilerin teklif verebileceği bir sistemden değil, direkt olarak Arap Emirliklerine, ihalesiz ve adrese teslim bir satış olacağını açıkça söyledi. Bu arkamızda gördüğünüz liman, Osmanlı zamanında İngiliz ve Fransızlara verilmişti. Mustafa Kemal Atatürk, tüm borçları ödemiş, limanımızı İngiliz ve Fransızlardan almış ve millileştirmiştir. Şimdi AKP İktidarı Araplara vermek istiyor. Bu liman, İzmir’in aynı adı taşıyan semtiyle özdeşleşmiş ve İzmir’in simgelerinden biri olmuştur. Bu Liman, İzmirlinin malıdır. Bu liman milli güvenlik ve beka meselesidir.
“LİMANI, NE OLDU DA ARAP EMİRLİKLERİNE SATMAK İÇİN AYAKLARINA KADAR GİTTİNİZ?”
İzmir’e yatırım yapmak yerine, İzmir’in mallarını, milli değerlerimizi satmakla uğraşan AKP’lilere bu hatırlatmayı yaptıktan sonra sormak isteriz; Böylesine değerli olan bir limanı, bunca yıldır devlet işletirken ne oldu da Arap Emirliklerine, üstelik de ihalesiz bir şekilde satmak için ayaklarına kadar gittiniz? Alsancak Limanının satılması ile ilgili İzmir iş dünyası ve odalarla görüştünüz mü? İzmir Ticaret Odası (İZTO), Ege Bölge Sanayi Odası (EBSO) Deniz Ticaret Odası gibi çok güçlü ve köklü odalarımız ve sanayicilerimiz ile görüştünüz mü? Kendilerinden işletme ile ilgili teklif vermeleri istendi mi?
“SARAY MUTLU OLSUN DİYE UYDURULMUŞ YÜZDE 38’LİK ENFLASYON”
Buradan İZTO, EBSO ve Deniz Ticaret Odası başkanlarına ve yöneticilerinden seslenmek istiyorum. Siz bu limanın Araplara ihalesiz satışını doğru buluyor musunuz? Bulmuyorsanız, İzmir aşıkları olarak lütfen çıkıp bunu dile getiriniz. Ey AKP’nin başındakiler; Seçimden önce mangalda kül bırakmayarak, beka meselesi ve milliyetçilikle ilgili attığınız nutuklar, iş Arapların dolarlarına gelince unutuldu mu? Sayın Mehmet Şimşek ulusal ve uluslararası piyasalara güven verecek, modern ve şeffaf politikalar sözü vermişti. 2 gün önce TÜİK’in açıkladığı, saray mutlu olsun diye uydurulmuş yüzde 38’lik enflasyon mu, şeffaflık örneğiniz?
“BİR DİĞER UTANÇ TABLOSU DA VARLIK FONU’NUN PARAVAN OLARAK KULLANILMASIDIR”
Artık kamu bankaları aracılığıyla dolara müdahale edilmeyecek denildikten sadece bir gün sonra, kamu bankalarından yapılan dolar satışı mı şeffaflık örneğiniz? Yoksa İzmir’in simgesi, konumu itibariyle bekamız sayılan, kapasitesi sebebiyle ticaret hayatımızın can damarı konumundaki Alsancak Limanı’nın, gizli saklı pazarlıklarla, adrese teslim ve ihalesiz şekilde Araplara satılacak olması mı şeffaflık örneğiniz? Bir diğer utanç tablosu da tüm bu satışlar için sözüm ona Varlık Fonu’nun adeta paravan olarak kullanılmasıdır. Diğer ülkelerdeki Varlık Fonları, ülkelerin tasarruf fazlalarının değerlendirilmesi için kurulmuşken, Türkiye’de milletin malını satarak, AKP tarafından çökertilen ekonomimizin, batmaması için kullanılıyor.
“VARLIK FONU, ARACI KURUM GİBİ OLDU”
Yani bir anlamda artık bizim varlık fonu, ülkenin mallarının haraç mezat Körfez ülkelerine satılması için kullanılan bir aracı kurum gibi. Türkiye’nin çıkarlarından çok, Katarlıların, Birleşik Arap Emirlikleri’nin çıkarları için çalışıyor. Dünyada varlık fonu sahibi ülkeler, varlık fonunu dışarıda yatırıma dönüştürmek için kurarken, Türkiye Varlık Fonu, hazineyi iflastan, çökmüş ekonomiyi batmaktan kurtarmak için elindeki milli ve yerli kurumları yok pahasına satmak için kurulmuş gibi duruyor.
“GÜVENLİĞİNİZİ BAŞKA DEVLETLERE PARA KARŞILIĞINDA DEVREDEMEZSİNİZ”
CHP olarak, ticaret hayatımızın uluslararası düzeyde iş birliğine açılmasının, ülkemize döviz getirecek, ihracatımızı güçlendirecek yatırım ve anlaşmalar yapılmasının hep destekçisi olduk, olmaya da devam edeceğiz. Ancak, ülkenin önemli kaynaklarının, milli değerlerinin satılmasının karşısında olacağız. Vatanın güvenliğini tehlikeye atacak anlaşmaların karşısında durmaya devam edeceğiz. Alsancak limanı gibi bir liman başka bir ülkenin elinde olsa, satın almak için teklif eden ülkeleri ulusal güvenliğini tehdit edenler olarak algılar. Limanlar sadece ticaretimizin değil, milli güvenliğimizin de dayanağıdır. Güvenliğinizi başka devletlere para karşılığında devredemezsiniz. Devrediyorsanız, bunun adı ihanettir.
“İZMİR’E VE İZMİRLİLERE İHANETTİR”
Alsancak limanını yabancılara satmak, satmak için teklifte bulunmakta İzmir’e ve İzmirlilere ihanettir. Milliyetçilik lafta değil uygulamada olur. AKP’nin ne kadar milliyetçi olduğunu tüm İzmirliler olarak şimdi görmek isterdik. Milli nutuklar duymak istemiyoruz. İzmir’in limanının satılmayacağının, İzmir’e ait olacağının ilan edilmesini bekliyoruz. Acil olarak iktidarı bu yanlıştan dönmeye çağırıyoruz.”
POLAT: İZMİR LİMANI, İZMİR ŞEHRİNİN KURULMASININ AMACIDIR
CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat ise İzmir Limanı’nın BAE’li bir firmaya satılacağı iddialarına ilişkin iktidarı eleştirdi. Polat, şunları söyledi:
“Ben milletvekili olmadan önce hayatımı bu limanda, gümrük müşavirliği yapmış bir milletvekili olarak karşınızdayım. İzmir limanı, İzmir şehrinin kurulmasının amacıdır. Çünkü İzmir doğal yapısı itibariyle bir liman şehridir ve İzmir’de yerleşim, limandan sebep oluşmuştur. Dolayısıyla İzmir’in varlık sebebi, İzmir limanıdır. İzmir limanı, Türkiye Cumhuriyeti’nde, devletin işlettiği iki limandan biridir. Çokça defa İzmir limanı, bu iktidar tarafından iştahları kabarmış bir şekilde ihale edilmek istendi fakat ihale edilemedi, satılamadı. En son 2007’de içinde Ege İhracatçılar Birliğimizin ve milli yerli sermayenin olduğu bir konsorsiyuma 1 milyar 275 milyon dolara ihale edilmişti fakat o zamanın idarecileri devretmekten vazgeçip, devretmediler.
“BAE FİRMASININ GELİP TESPİT YAPTIKLARINI BİLİYORUZ”
Bugün bize gelen duyumlar, bilgilerimiz, görgülerimiz dahilinde seçimden itibaren İzmir limanına, Varlık Fonu yöneticileri BAE firmasının gelip tespit yaptıklarını biliyoruz. Israrla sorularımızı sorduk, sonrasında kaçamadan, ‘evet görüşüyoruz, satıyoruz’ dedi. Görüşme yeni değil, 2021’den itibaren başlayan hem de ‘FETÖ’ye kaynak ayıran, FETÖ’yü destekleyen ülke’ dedikleri BAE ile Varlık Fonu üzerinden hatta ve hatta BMC’nin ve bizim tank-paletin peşkeş çekildiği firmaların da içinde olduğu bir gruba peşkeş çekilmeye çalışıldığını biliyoruz.
“DEĞERSİZLEŞTİR, ONDAN SONRA PEŞKEŞ ÇEK”
Limanımız özelleştirilmedikten sonra yapılan uluslararası değerlendirmelerde 52 milyon dolar civarında bir yatırımla dünyanın en önemli aktarma limanlarından birisi olacağı tespit edilmiş ve bu fizibilite çalışmaları Devlet Demiryolları, Liman İşletmesi’nin elinde var. Çünkü bu liman yapıldığı zaman 13 metre yanaşma dip derinliğiyle dünyanın eşsiz limanlarından biriydi. Yıllar içerisinde 11 metreye düşmüş ve 2007’den bu yana hiçbir yenileme yapmadan ölüme terk edilmiş, bir liman haline dönmüştür. Biz buna karşıyız. Değersizleştir, ondan sonra peşkeş çek.
“TÜRKİYE’NİN SÖMÜRGECİLERE PEŞKEŞ ÇEKİLMESİNE KARŞIYIZ”
Yeni tip sömürge anlayışında tıpkı Afrika ülkelerinde olduğu gibi, ‘borç ver ülke ödeyemesin sonra başta limanları sonra havalimanlarına çök’ çünkü bunlar gelir getirici en büyük yatırımı az ve geliri en yüksek işletmelerdir mantığıyla Türkiye’nin sömürgecilere peşkeş çekilmesine karşıyız. Buna izin vermeyeceğiz. Devlet eliyle çürümeye, değersizleştirmeye, ölüme terk edilmiş 52 milyon dolar yatırım yapamıyoruz diye çürümeye terk edilmiş bir limandan bahsediyoruz. Bu liman sadece SWAP’tan kaynaklı borçlarla mı yoksa yakınlarınızı Tosyalı gibi grupları zengin etmeye çalıştığınız bir liman mı yoksa hepsi birlikte insanlarınızı ve kendinizi zenginleştirmek ve 3 kuruşa muhtaç olduğunuz için mi peşkeş çektiğiniz bir liman?
“İZMİR LİMANI YAPILMAYAN YATIRIMLARLA YÜZDE 10’UN ALTINA DÜŞMÜŞ”
Ben buradan dış ticaret erbaplarına seslenmek istiyorum. İzmir limanı 1994-1998 yılları arasında Türkiye elleçlenen konteynerlerin yüzde 47’sini elleçlerken bugün yapılmayan yatırımlarla yüzde 10’un altına düşmüş bir değere ve elleçleme kapasitesine sahip… Gelin bu limanı başkasına, tıpkı milli egemenliğimizi etkileyecek unsurlar doğurmaması kaydıyla kendi yerli konsorsiyumlarımıza verelim. Ben ticaret odamıza, sanayi odamıza 2007’de olduğu gibi Ege Bölgesi İhracatçılar Birliği’ne ve içinde bizim belediyelerimizin de olduğu, işe hakim iş insanlarının da olduğu bir konsorsiyum tarafından eğer devletin gücü yoksa işletilmeye açılması çağrısında bulunuyorum.
“BİR ARAP İŞGALİNE, BİR EKONOMİK İŞGALE KARŞI CHP İLE YAN YANA DURUN”
Bu topraklar Duyun-u Umumiye idareleri gördü. Duyun-u Umumiye idareleri üç beleş parayla bu ülkenin limanlarını yabancılara sattı. Ta ki ne zaman? İzmir İktisat Kongresi’nde alınan ve Kabotaj Bayramı diye kutladığımız kararlarla limanlarımız milli ve yerli oldu ve o günün gazeteleri, ‘Türk limanları özgürleşti’ dedi. Biz İzmir’den sesleniyoruz. İzmir İktisat Kongresi ve tam bağımsızlığın garantisi olan İzmir’den, milli egemenliğimizi ve ulusal çıkarlarımızı zedeleyecek işlere girmeyin. Bu ülkenin limanlarını yabancılara peşkeş çekmeyin, yabancılara peşkeş çektiğiniz limanlarda neler olduğunu görüyoruz. Örnek, Mersin Limanı, 2022 yılında anlattım. Mersin Limanı’ndaki usulsüzlüklerin hiçbirini burada göremezsiniz çünkü devletimiz işletiyor burayı… Hiçbir çocuğumuzu zehirleyecek materyaller bu limandan geçmez. İzmir’in bütün siyasetçilerine sesleniyorum. Başta da AKP’li Duyun-u Umumiye hükümetinin parçalarına seslenmek istiyorum: Çamdan, kavaktan sebeplerle İzmir’de algı yaratmayı bırakın, İzmir’in malı İzmir’de kalsın. Gelin yanımızda durun bunlarla birlikte mücadele edelim. Bir Arap işgaline, bir ekonomik işgale karşı CHP ile yan yana durun ve buna geçit vermeyelim. Biz vermeyeceğiz.”
ASLANOĞLU'NDAN AKP İL BAŞKANIMA ÇAĞRI
CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, Polat’ın ardından sözlerini şöyle sürdürdü:
“AKP İl Başkanı da beni sokakta İzmir’in sorunlarını konuşmaya davet etmişti. Bildiğiniz gibi sabah 7, gece geç saatlere kadar sokaktayım. O yüzden istediği zaman istediği saatte istediği gün İzmir’in sorunlarını tabii ki konuşmayı çok isterim. Şimdi de sokaktayız. İzmir limanındayız. Eğer AKP İl Başkanı da ‘bu İzmirlilere ait olan liman Araplara satılmasın’ diyorsa biz de CHP’liler olarak gelip arkasında durmaktan onur duyarız. Yok, ‘Araplara satılması çok iyidir’ diyorsa, yine sokakta burada Araplara satılmasının neresi iyidir, neresi kötüdür, tartışmaya hazırız. İlk önce Örnekköy’e gideriz bir gün sonra da gelir Alsancak limanında sohbet ederiz.”