Aslında her şey 31 Mart seçimleri öncesine dayanıyor. Yıllardır CHP’nin İzmir’deki kalesi olan Menemen’de dört dönem başkanlık yapan Tahir Şahin’i değiştirme kararı alan CHP yönetimi, İzmir’deki kurmaylarının da etkisiyle Serdar Aksoy’u aday yaptı.

Serdar Aksoy, yıllarca meclis üyeliği yapmış ancak çeşitli nedenlerle Meremen’de tartışılır hale gelmiş bir isimdi.

Bir kısım CHP’li onu istemedi, “CHP’ye zarar verir”, “Menemen’i AK Parti’ye kaptırırız” diye uyardı,

ancak dinletemedi.

Demokrasiyi dilinden düşürmeyen CHP’nin İzmir yönetimi söylentilere kulaklarını tıkadı, hiç araştırma yapmadan, adayının arkasında durdu.

Serdar Aksoy, 11 bin oy farkıyla seçimi kazandı ve Menemen Belediye Başkanı oldu.

Başkan, çevresinde etkili bir isimdi, ilk hedefi eski başkan Tahir Şahin oldu.

Onun en büyük tutkusu ve başkanı olduğu Menemen Belediyespor’u elinden almak için çok çaba gösterdi ama olmadı.

Lig’de başarılı bir sezon geçiren takım, Tahir Şahin’le bütünleşti, yargı da Şahin’i haklı buldu.

Serdar Başkan ilk mağlubiyeti orada tattı.

Park üstüne park açtı, elle tutulur bir hizmeti gündeme gelmedi.

Sonra kendisi hakkındaki söylentiler artmaya başladı, yolsuzluk iddiaları ayyuka çıktı.

O güne kadar Başkan Aksoy’un ardında duran CHP yönetimi hatasını anladı. Aksoy hakkında hazırlanan dosyalar, CHP Genel Merkezi’nde tepkilere neden oldu.

Sonuç, Serdar Aksoy CHP üyeliğinden çıkarıldı. Kısa bir süre sonra da başkan yolsuzluktan gözaltına alındı ve tutuklandı.

Bu sonuç CHP yönetiminin Menemen’de yaptığı yanlışların ilk adımıydı.

***

Menemen’de halkın büyük çoğunluğu CHP’liydi, bu sandıklara da yansıdı. Bu başarı da kuşkusuz ittifak ortağı İYİ Parti’nin de büyük payı vardı. Ancak CHP bu avantavını kullanmayı bir türlü beceremedi. Kuraya kadar uzanan başkan vekilliği seçiminde bu apaçık ortaya çıktı. AK Parti’nin kurnazca kurduğu plan tıkır tıkır işledi.

Çoğu hukukçu olan CHP’liler ise kurgulanan satranç tahtasında tuzağa düştü.

***

Peki neler yaşandı bu süreçte'

Önce belediye meclisinde üstünlüğünü kaybetti Millet İttifakı... 15’i CHP, 3’ü İyi Parti olmak üzere 18 üye ağırlığı olan Millet ittifakı lehine olan meclis aritmetiğinde Cumhur ittifakının 12 üyesi vardı, iddiaya göre cezaevine giren Serdar Aksoy yandaşlarının, ‘liderimize sahip çıkılmadı’ gerekçesiyle oylamayı baltalamasıyla üye sayısı değişmeye başladı.

CHP akılalmaz bir şekilde kendi içinde hızla eridi, 3 üye karşı tarafa geçti. Olayları karşıdan izleyen AK Partililer ise, bu durumu avantaja çevirdi, meclisten üç sayı artırarak çıktılar.

Tartışmaları gece geç saatlere kadar süren meclisten CHP adayının başkanvekili çıkmasına kesin gözüyle bakılıyordu. bekleniyordu.

Olmadı, CHP içten yıkıldı ve durum 15-15 eşitlendi.

Sonuçta kura çekimine karar verildi.

***

Bundan sonra yaşanan gelişmelere, sürece bizzat tanıklık eden İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar anlatıyor:

 

“İyi Parti’nin 3 meclis üyesi var. Biz 3 meclis üyemizle oradaydık. İş kuraya kalınca dinlenme salonuna geçtik. Orada CHP’nin milletvekilleri, il başkan yardımcısı, sekreterleri ve CHP İl Başkanı Deniz Yücel birlikte gelişmeleri izliyorduk. AK Parti Milletvekili Hamza Dağ Bey'in elinde kırmızı plastik kutucuklar vardı. Bunların içine isimlerin konulması ve kura çekiminin cam fanusta yapılması ile ilgili bir teklifte bulundu. CHP’nin belediye meclis üyeleri ve Deniz Karakurt hanımefendi önce buna itiraz etti. Ancak iş tartışmalarla uzayınca ‘e öyle olsun madem’ dendi. Teklif metni ve kırmızı kutular sayın Hamza Dağ’ın elindeydi. Kurayı çekecek olan yönetici dışarı çıktı, girdi; sonrasında içerisi karıştırdı. O sırada yapılan kuradan Deniz Karakurt çıktı. Millet ittifakı alkış koptu, Cumhur ittifakında moral bozukluğu yaşandı. Buna rağmen Aydın Pehlivan, Deniz hanımı tebrik etti. İş bitti sanıyorduk.”

Oysa iş orada bitmemişti.

Sözün özü CHP, kura çekimine o zaman karşı çıkmalıydı, fanus teklfini’ yasaya aykırı’ demeliydi.

***

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı İzmir milletvekili Avukat Hamza Dağ, CHP’ye “şah” dedi ve “kura çekiminde kural hatası var” diyerek, mahkemeden kuranın iptalini istedi ve mahkeme 'yasaya uygun tekrar kura çekin" dedi.  

Kurada seçilen CHP’li Deniz Karakurt’un başkan vekilliği düştü.

Gerekçe şuydu; ‘kura çekimi cam fanusta yapılmış, yasaya göre içi görünmeyen bez torbada yapılmalıydı.’

Dikkatinizi çekerim, CHP’li vekillerin çoğu hukukçu ve hepsi de bile bile bu tuzağa düşmüş...

Sanırım AK Partili Hamza Dağ şöyle düşündü:

“Kura çekimini böyle yapalım, kuradan onlar çıkarsa, itiraz hakkımız olur.”

Ve düşündüğü bir bir oldu, CHP’liler uyudu, zafere giden plan işledi.

İzmir Valiliği '‘kura çekimini yapın’ dedi.

Bundan sonraki süreçte CHP son kozlarını oynadı, meclis iki kez ertelendi.

Ve bugün kura çekiminde, torbadan AK Partili Aydın Pehlivan çıktı ve başkan vekili seçildi.

AK Parti’nin oyununa karşılık veremeyen CHP mat oldu...

Şimdi gözler cezaevindeki başkan Serdar Aksoy'un tutumunda; istifa ederse Menemen'de yeniden seçim gündeme gelebilir.