"Ne olursa olsun güllere inanmak istiyorum." Bu inancı nedeniyle koca bir hayatı mahveden, yüreğimizde şarkılarıyla yer etmiş. Şarkılarımı dinleyin benim için üzülmeyin diyen ve korkusuzca adımlar atan güçlü bir kadın... Ancak, Ceylan Gözlüm avcısından kurtulamıyor. Bergen’i saygıyla anıyoruz. Faili hala serbest…

Film zirvede…

Bergen'in hayatını anlatan film 4 haftadır zirvede... Filmlerin haftalarca sinemalarda gösterilmesi de ayrı bir zafer tabii ki... Pandemi sonrası özlemiştik salonları... Bergen filminin vizyona girdiği hafta yazımı, “Maalesef İzmir galası olmayacak” demiş. İzmirli iki yönetmenin eseri neden İzmir'de gala yapmaz diye sitem etmiştim. Yönetmenler, arkadaşlarıyla birlikte sinemada izlemişlerdi ama bu beklediğimiz bir gala değildi. 5 milyon gişeye yaklaşınca ve gişede en fazla izlenen yerli yapım olma yolunda hızla ilerlerken, İzmir'in dev yüreği Erhan Gölbey'in çabaları ve Selma Semiz’in emekleriyle beklenen gala gerçekleşti. PPR iletişim ve Dev ajans işbirliği, film ekibini çiftçi kadınlarla, Mavibahçe Alışveriş Merkezi’nde, buluşturarak muhteşem bir organizasyona imza attı.

Çiftçiler, oyuncularla buluştu.

Geceye, Köy Koop Başkanı Neptün Soyer ile İzmir’in Başkanı Tunç Soyer’in davetlisi olarak 150 çiftçi kadın ve İzmir’in ilçeleriyle, köylerinde yaşayan kadınlar tarafından kurulan tiyatro grupları  kadına şiddet karşıtı mesajlarla katıldı. Kadınlar hem kırmızı halıdan geçtiler hem de filmin oyuncuları ile poz verdiler. Kadın Cinayetlerini Önleme Platformu İzmir Bürosu kadınları da galaya katılarak dayanışma gösterdi. Kadına karşı her türlü şiddete son verilmesi gerektiğini vurgulandı.

Başkandan mesaj…

İzmir’in Başkanı Soyer, film öncesinde kadına şiddete değinerek “Erkek şiddetini anlamak için makaleler ya da kitaplar yazsak bu kadar etkili olacağını düşünmüyorum. Bergen filmi, gerçekten unutulmuş bir hikâyeyi tekrar hatırlamamızı sağlayarak, hafıza tazeleyerek kadın şiddetinin en çıplak, yalın örneğini gözler önüne seriyor. Çok anlamlı bir işlev görüyor. Kadına şiddet konusunda Türkiye'de artan bir duyarlılık var ama yeterli değil. Çok daha güçlü bir farkındalığa ihtiyaç var. Anadolu aslında Kibelelerin, Artemislerin coğrafyası... Biz Bergen filmini İzmir'de özellikle daha çok erkeklerin seyretmesini istiyoruz. Toplu bilet alıp, muhtarlarımız aracılığıyla erkekleri Bergen filmi ile buluşturacağız” dedi.

Film oyuncuları MaviBahçe'de...

MaviBahçe Müdürü Rauf Tan Polat oldukça heyecanlıydı. Her şeyin planlandığı gibi geçmesi için organizasyon ekibiyle sürekli temas halindeydi. Kırmızı halı, sahne, panolar, sepet tutan kızlar, konuklara verilecek filminde sembollerinden güller, kokteylde ikramlar…  

MaviBahçe AVM Cinemaximum saatlerce önce bu gece için hazırlanmıştı. Tüm ekip organizasyonu saniye saniye planladı. Özel gösterime filmin oyuncuları Farah Zeynep Abdullah, Ali Seçkiner Alıcı ve Nergis Öztürk ile filmin senaristleri Yıldız Bayazıt, Sema Kaygusuz, yönetmenleri Caner Alper, Mehmet Binay ve yapımcısı Mine Şengöz gelecekti. Kırmızı halıdan yürüyen misafirler ve oyuncular salona girip fotoğraf çektirdiler. Oyuncular kimseyi kırmadan herkesle sohbet etti. Bol bol selfie çekildi. Ali Seçkiner Alıcı ile ayaküstü çok sıcak bir sohbet gerçekleştirdim. Filmde özel bir rolü var. Gazino patronunu oynuyor. “Savcı” ve “Çocuk” dizilerinde gönülleri fethetmişti. “Bizim İçin Şampiyon” filmi de unutulmazlar arasında… “Çocuk” dizisinin hak ettiği yerde olmadığını konuşuyorduk ki hayranları engel oldu. Nergis Öztürk ile de sinemaseverlerin yoğun ilgisi nedeniyle buluşamadık. Ama gülen yüzü hiç solmadı. Filmde de çok güzel bir performans sergiliyor. Kırk yıllık dansöz gibi, Nadire’nin repliklerini not alın. Oldukça güzel, felsefi sözleri var. Filmin yıldızı ve ortak yapımcısı Farah Zeynep Abdullah gururluydu. Rolünün hakkını vermiş. İzmir’i çok sevdiğini, aklının kumruda kaldığını söylüyor. Gülümseyince gözlerinin içi gülüyor adeta. İstanbul Galasında yeşil kostümü çok eleştirilmişti. İzmir’de Turuncu tulumu ile güneş gibi doğdu. Filmde giydiği, annesinin diktiği kostümler çok şık. Dikiş makinesinde gözüm kaldı. Çok güzeldi. Onun sesinden şarkılar dinlemek oldukça keyifli… Zaten sesine hayran olduğum bir kadın, bu filmle çıtayı daha da yukarılara taşıdı. Yönetmen ikili Caner Alper, Mehmet Binay’a özel bir teşekkür iyi bir iş çıkartmışlar. Abartmadan, gözünüze sokmadan şiddeti hissediyorsunuz. Önceki filmleri Zenne ve Çekmeceler’de de çok güzel mesajlar verilmişti.  

Tıkır Tıkır organizasyon…

Her şey planlandığı gibi gerçekleşiyor. Ufak tefek aksaklıklar var tabii ki ama ekip tecrübeli, hemen eksikler tamamlanıp, örtbas ediliyor. Konuklar koltuklara yerleştirilince oyuncular salonları dolaşıp, seyirciyi selamlıyorlar.  Film ekibi kendilerine ayrılan yere oturduktan sonra  ışıklar sönüyor. Film başlıyor.

En lezzetli mısır…

Ben gazeteci dostlarımla kadın çiftçilerle beraber izledim. O kadar paylaşımcılar ki mısırlarını birlikte yedik. Beraber gözyaşı döktük. Şarkılarına eşlik ettik zaman zaman alkışladık. Bazı sahnelerde erkek olduğum için utandım. Adanalıları mert bilirdik ama orada da istisnalar olabiliyormuş her “Adanalıyık, Allahın adamıyık” diyene güvenmemek lazım… 2 saat su gibi akıyor. Film bitiyor ayakta alkışlıyoruz. Özellikle kadınların bu filmi izlemesi lazım… Ne kadar güllere inanmak istesek de temkinli davranmalıyız. Ben bu filmin rekor kıracağına inanıyorum. Mavişehir’den Balçova’ya dönmek dışında tüm saniyelerinden büyük keyif aldığım bir gece yaşadık. Ancak 00.00’dan sonra Taksi dışında bir alternatifiniz yok. Tramvay ile Alaybey’e giderek taksi mesafesini biraz olsun kısalttım.

Belgin’den Bergen’e...

Yaratıcı yapımcılığını Mine Şengöz’ün üstlendiği senaryosunu Yıldız Bayazıt ve Sema Kaygusuz’un yazdığı ‘Bergen’ filminde, Belgin Sarılmışer’in Bergen’e dönüşmesi, Bergen’in gücünü hayallerinden, sesinden ve hayata dair hiç vazgeçmediği umudundan alan yetenekli bir müzisyen olduğu vurgulanıyor. Mehmet Binay ve Caner Alper’in yönettiği filmin güçlü oyuncu kadrosunda bütün şarkıları seslendiren ve Bergen’i oynamayıp adeta yaşatan Farah Zeynep Abdullah’la birlikte, o adamı canlandıran Erdal Beşikçioğlu, anne Tilbe Saran, dansöz Nadire Nergis Öztürk (onu izlemek için bile birkaç kez sinemaya gidilir),  Gazino sahibi Ali Seçkiner Alıcı oldukça başarılılar… Ahmet Kayakesen, Arif Pişkin, Şebnem Sönmez, Nurcan Eren ve Suzan Kardeş gibi birbirinden yetenekli isimler de yer alıyor. Filmin olağanüstü özgün müzikleri ise usta sanatçı Mazlum Çimen ve Saki Çimen imzasını taşıyor.

Bu akşam Ankara galası…

Ekip bu akşamda Ankaralı sinemaseverlerle buluşacak. Ankaralı dostlar kaçırmasın… Organizasyonda emeği geçen herkese ve tüm film ekibine teşekkürler… Nice başarılı projelerde buluşmak dileğiyle…

Bergen…

Amcam sayesinde seni tanımış, arabada defalarca şarkılarını dinlemiştim. Acıların Kadını olduğunu biliyorduk ama bu kadar değil… Şarkılarınla gönlümüzdesin. Yaşarken seni koruyamadık. Ancak sen hala kadınlara öncülük yapıyorsun. Biz de affetmeyeceğiz… Ruhun şad olsun…

Kadına şiddete son…

Kadın cinayetleri sona erdirilmeli, İstanbul Sözleşmesi olmasa bile benzeri yasalarla insanlar güven içinde yaşamalı… Sevgi bu değil. Erkek bakışı değişmeli… Kadınları sevdiğimiz gibi, oldukları gibi kabul etmeliyiz. Değiştirmeye kendimize göre şekil vermeye çalışmamalıyız. Annem, “Kadına kalkan el taş olur” diye büyüttü kardeşimle beni…

Taş gibi fuar…

İzmir’in gururu Marble kapılarını açtı. Bereketli bağlantıların olduğu bir etkinlik olsun. Marble bir dünya markası olma yolunda ilerliyor. İyi fuarlar…

Açın radyonuzun sesini…

Radyo Ege’de Bergen’e saygı albümünde yer alan bir şarkı ile veda edelim. Gülşen söylüyor. “Sen Affetsen Ben Affetmem”

Tanrım kötü kullarını
Sen affetsen, ben affetmem

Bütün zalim olanları
Sen affetsen, ben affetmem
Bütün zalim olanları
Sen affetsen, ben affetmem

Sen tanrısın, affedersin
Bağışlarsın, kulum dersin
Sen tanrısın, affedersin
Bağışlarsın, kulum dersin

Neler çektim, sen bilirsin
Sen affetsen, ben affetmem
Sen affetsen, ben affetmem

Bütün zalim olanları
Sen affetsen, ben affetmem

Bitimsiz dostluklara, daima gülümseyin…