İnsanlar içine doğdukları ailede ekonomiyi özümsemeye başlarlar. Varsıl ya da yoksul bir ailede doğmak kader ya da şans olmakla beraber insanlar ekonomiye dair alışkanlıklar dahil çoğu alışkanlığını ailede edinir. Bu nedenle bu haftaki yazımı aile ekonomisine ayırıyorum.

“İki gönül bir olursa samanlık seyran olur” atasözünde olduğu gibi aşkın gözü kör olsa da aile kurmanın mayasıdır. Başka bir atasözümüzde “aşk karın doyurmaz” denilerek aile müessesesinin devamlılığının ekonomik faktörlere bağlığı anlatılır.

TOPLUMU OLUŞTURAN TEMEL YAPI

Aileler toplumu oluşturan temel yapı taşlarıdır. Diğer alanları uzmanlarına bırakıp toplumun ekonomik yapısına odaklandığımızda şunu söyleyebiliriz. Bir ülkede ailelerin iktisadi yapıları sağlamsa ekonomi de sağlamdır.

‘Bir ülkenin ekonomisi sağlam temellere dayanıyorsa o ülkede devamlı iş ve aş yaratılacağı için ailelerin ekonomileri de sağlam temellere dayalıdır’ denilerek tersi de söylenebilir. Yani ülke ve ailelerin ekonomik durumlarının sağlamlığı bir bütünün birbirini besleyen parçalarıdır.

Ailelerin ekonomik açıdan sağlamlığı yeterli, sürekli ve istikrarlı bir gelire sahip olmalarına ve bu geliri verimli bir şekilde kullanmalarına bağlıdır. Gelirin yeterliliği, sürekliliği ve istikrarlılığı ise ülke ekonomisinin başarıyla yönetilmesine, işsizliğin düşük olmasına bağlıdır.

HANE BAŞINA İŞSİZLİK ORANI

2019 verilerine göre nüfusumuz 83 milyon, hane sayısı 24,8 milyon, ortalama aile büyüklüğü 3.35 kişi. Aynı senede işsiz sayısı 4.4 milyon ve hane başına işsizlik oranı % 18 olarak gerçekleşti.

Merkez Bankası’nın yayımladığı tüketici borçluluk verilerine baktığımızda borç/gelir ile borç/varlık oranları 2019 yılında sırasıyla %47 ve %32 şeklinde gerçekleşti. Aynı senede borcunu ödeyemeyenlerin sayısı 18,7 milyon olduğuna göre neredeyse her hanede borcunu ödeyemeyen biri bulunmaktadır.

Yoksulluk sınırının altında yaşayan kişi ve hane sayısına ilişkin resmi bilgi olmamakla beraber 35 milyon kişi ve 10 milyon hanenin yoksulluk sınırı altında olduğu tahmin edilmektedir.

Bu veriler ışığında ülkemizde sağlıklı aile ekonomisi yapısından ve sağlıklı ülke ekonomisinden söz etmemiz mümkün değil. Aileler için düşük ücret, işsizlik ve borçluluk en önemli sorundur. Çözüm ise “Yerel Kaynaklara Dayalı Üretim Ekonomisi” modelini uygulamaktır.

Gelecek yazımda bu modeli anlatacağım. Sevgiyle kalın.