Son Mühür TV’ de yayınlanan Sevinç Öztürk ile Sanatın Renkleri programının bu haftaki konuğu Sosyolog/Araştırmacı Yazar Halid Özkul oldu. Program'da Özkul'un yazarlık tecrubeleri, kitapları, kitaplarını yazarken yaşadıkları ile beraber, Mustafa Kemal Atatürk'ün Anadolu için önemi, Anadolu Bacılarının kadın hareketlerindeki önemi ve  son olarak köy enstitüleri üzerine bulunduğu söylemler dikkat çekti. 

Yazım hayatına başlama hikayesi ve yaptığı araştırmalar üzerine konuşmasına başlamasıyla 1986 yılında ‘Emperyalizm, Cia ve Türkiye’ kitabı ile yazarlığa adım attığını söyleyen Halid Özkul, hep zorluklarla mücadele ettiğini belirterek yazarlık hikayesini,”Muhakkak 2 senelik bir ön araştırma yaparım, arşivciyimdir" dedi. Kendisini, Marx’ın önemli bir sözü var, "Nasıl yaşarsanız öyle yazarsınız, seslendirirsiniz” sözüyle ifade etti. Özkul, kitaplarından biri için yaptığı araştırmalar dolayısıyla 1998'de bitirdiğini ancak 2001 yılında basıldığını söyledi.

Whatsapp Image 2024 04 19 At 11.57.25 (2)
 

“Hamurumuz önce insan diye yoğruldu”

Her kitabını gerçek yaşamdan alan derin hikayelerle, uzun bir yaşanmışlık ve araştırma tecrübeleriyle yazan Halid Özkul, programda, mücadele etmek için gittiği Filistin’i, Mahir Çayan’ın eşi ile beraber, Çakal Karlos’la zaman geçirmesini ve onun üzerinde yaptığı gözlemleri anlattı. İçeriği dolu dolu olan kitaplarıyla tutuklanma hikayelerini, yaşadığı işkenceleri anlatan Özkul, her bir kitap için yaptığı açıklamalar ile yaşadıklarını anlatarak tarihi olaylara da ışık tuttu.  Özkul, yazar ve araştırmacı kimliğinin sorumluluğuyla, “İnsan, önce insan diye biz yoğrulduk, hamurumuz öyle yoğruldu yüzyıllardan beri” dedi. Özkul, eline beline diline hakim olacaksın, önce insan olacaksın diyerek ancak bu şekilde topluma örnek olabilineceğinin altını çizdi.
 

“ Bizim insanımız kitap okumayı sevmiyor”

Yaşamın içinden çıkardığı değerlendirmeler ile kitaplarını yazdığını belirten Özkul,” Emperyalizm kitabı ikici kitabım yeni dünya düzeni orada 1990'da Sovyet Sosyalizmi Misyonu tarihsel misyonu tamamlandı. Yeni bir ekonomi politikaya geçtiler. Yeni bir sisteme geçtiler. Onun arkasından şiir kitabım var Havasın Sözleri, onun arkasından Cıe. İkiye bölmek zorunda kaldım. İki kitap halinde. Bizim insanımız kitap okumayı sevmiyor” diyerek kitabını ikiye bölerek yayınladığını ifade etti.

Whatsapp Image 2024 04 19 At 11.57.24 (1)

AK Parti kaynakları Özel-Erdoğan görüşmesindeki boş sandalye hakkında bilgi verdi AK Parti kaynakları Özel-Erdoğan görüşmesindeki boş sandalye hakkında bilgi verdi

Biz eğri oturup doğru konuşan insanlarız

Özkul 8. Kitabı olan ‘Saldırganlık’ kitabının neyi anlattığı üzerine yaptığı konuşmada,”Bir yayın eline verdiğiniz zaman kitabı, o da basacağım dediği zaman eliniz mahkum oluyor ama biz ne diyoruz, biz eğri oturup doğru konuşan insanlarız. Önce insan diyoruz, eline dine beline hakim oluyoruz. Ondan sonra yapmadığımız rezalet kalmazsa, lütfen kendine gelsin herkes. Ne söylediysen öyle yaşayacaksın” ifadelerini kullanarak aksi durumda ilgili olmadığın işlerden tasını tarağını çekeceksin" dedi.

"Göz altına alındım"

“31 ocak 1981 günü haber üzerine göz altına alındım. Gayrettepe 1. Şubede 40 gün kaldım. Gökyüzünü görmeden. O hücrelerde 1 metreye 5 metre 5 buçuk metre bile değildi. Orada işkence görenleri, ölenleri, işkence de ölen lider durumundaki  genç insanlarımızın kaldıkları hücreleri niye beyaz boyalarla boyandığı bir sistem var. Oraya gelen psikiyatrlar gördük”

Whatsapp Image 2024 04 19 At 11.57.24 (1)

“Mustafa Kemal Atatürk tarihin son burjuva devrimcisidir”

Gazi Mustafa Kemal’i Anadolu ile toparlamak tarihe karşı haksızlık olur diyen Özkul, “Bana göre o toparlama bütün etrafımıza dağılmak zorunda. Örnek olarak, Balkanlar, Yakın Doğu ve Sovyetler Birliği, bu hinterland için gerçekli önemli bir insan. Bütün dünyanın devrimci hareketlerine örnek olmuştur ve son burjuva devrimcisidir tarihin, ondan sonra yoktur” açıklamasıyla Atatürk’ün yaptıklarının insanlık için çok önemli olduğunun altını çizdi.

Köy enstitüleri kapanmasa ne olurdu?

84. kuruluş yıl dönümüne ithafen Köy Enstitüleri konusuna değinilen programda, Köy Enstitüleri kapanmasa neler olurdu sorusu üzerine Özkul,” Öğretmenlerimizden etkilendik. Bir müdürümüz hastalandı yeni bir müdür geldi Mustafa Karakuş. Bize bir şey söyledi, din üzerine bizim kafalarımızda şimşekler çaktı. Birçoğumuz yeniden ilkokulu bitirdik. Baktık devrimcileşmişiz. 1915 de emperyalist ülkelerin çizdiği yollardan dolayı Ermeni deyip, Rum deyip çok insanımızı kırdık biz. Ermeninelerin köklerini araştrdığınız zaman Kıpçak Türkleri bunlar. Kim kimi kesiyorsun kardeşim. Böyle bir yapılanma yeniden devrim kadro meselesi, kadroların yetişmesi yoksulluktan kopulması, böyle olsaydı şu an dünyanın ilk onu beşi arasındaki sıralamalarda bir ülkeydik olacağı buydu.Tarikatlar olmazdı. Dindar olduğunu zanneden kafalar olmazdı” dedi.

Whatsapp Image 2024 04 19 At 11.57.24

"Köy enstitülerinde olan bilimdir"

Köy enstitülerinde bilimin öncelikli olduğunu vurgulayan Özkul, “Köy enstitülerinde olan bilimdir. Akıl ve bilimin en öne konulmasıdır. İnsanın en öne konulmasıdır. Ahlak kurallarını yerleştirmeye çalışmıştır. O ahlak kurallarının uygulanmasıdır. Bunun için insanların eğitilmesi, yeni eğitimci kadrolarının oluşturulmasıdır. Kadının ve erkeğin kadın erkek olmadan önce insan olması gerekir. Kadın oturup çocuk doğurmak zorunda değildir. Köy enstitülerinde herkes yapısına göre herkes bir enstrüman çalıyor, resim yapıyor çünkü insanın aynı zamanda estetik yönü var. Estetik bir varlıktır insan. Bizim aldığımız eğitim köy enstitülerinde denenmiş, başarılı olmuş, topluma normal eğitim içerisinde de yaygınlaştırılan bir şeydir” ifadesini kullandı.

Kadın Anadolu'da çok önemli bir olgu

Son olarak programda Anadolu Bacılarının kadın hareketlerine değinen Özkul, "Anadolu'da çok önemli bir olgu çünkü kadın demek yapan, yaratıcı olan ve paylaşımcı demek. Kadınlar evden kurtulup bilimselleştikçe, toplumsal cinsiyet olarak birçok şey değişiyor" vurgusu yaptı.

Son olarak yolumuz akıl ve bilimin yeri olsun diyen Halid Özkul sözlerini noktaladı.

Kaynak: Haber Merkezi