6 Mayıs 1972’de canları alınan 3 gencin ölüm yıldönümü. Hangi düşünceden olursak olalım bu idamları vicdanlarımız kabul etmemeli. Çünkü tıpkı 1961’de öldürülen üç devlet adamının idamlarını da kabul etmeyeceğimiz gibi. 

Tam bağımsızlık ve ulusal egemenlik hedefiyle 1922’de milli zafere koşan Anadolu, insanın insana kulluğunu yok ettiğini Cumhuriyetle haykırmıştı. 1923 ile 1946 arasına yaşananlar ne kadar muhteşemse, 1946’dan sonraki süreç, tıpkı medenileşme amacıyla emperyalizmin oyuna gelip yıkılan Osmanlı Devleti’nin kaderine benziyor. 

1946’da Köy Enstitülerini kapatan zihniyet, 1950’de de “demokrasi” adına 1922’de kovulan emperyalizmi yeniden bela etti ülkeye. Her mahallede bir milyoner yaratmak için demokrasi diyenler emperyalizmin tuzağını 1950’lerin sonunda fark ettilerse de emperyalizmin üç kurbanı olmaktan kurtulamadılar 1961’de. 

Mustafa Kemal Paşa, Yaveri Cevat Abbas Bey’e dönüp “Geldikleri Gibi Giderler!” der... Paşa, kime neden söyler? Mustafa Kemal Paşa, Yaveri Cevat Abbas Bey’e dönüp “Geldikleri Gibi Giderler!” der... Paşa, kime neden söyler?

Ve 1961’den sonra olan, Türk Gençliğinin ikiye bölünmesi, bir kısmının emperyalizme teslim oluşu diğer kısmının ise Atatürk’ün mirası tam bağımsızlık ilkesine bağlılığı. Ve emperyalizmden maaşlı din bezirganlarının ortaya çıkışı…  Ve 1971 darbesiyle de 1961 idamlarına orta çağ kafasıyla karşılık istenmesi… Elbette sayı yine üç ve yürekleri tam bağımsızlık için atan, Atatürk’ün güvendiği gençlikten olacaktı kurbanlar… 

O günden sonra Türkiye’de akan kan durdu mu ve halk esenliğe kavuştu mu? Peki kimler kazandı?  İşte hatırlayın ve düşünün

Ne mutlu türküm diyene… Yaşasın Atatürk mefkuresi.

Kaynak: Haber Merkezi