Sanat için önemli çalışmalara imza atan ve Aktivist Sanatçılar Birliği adı altında bir sanatçı birliği oluşturan Ümit Yaşar Işıkhan, bu çatı altında birçok insanı bir araya getirdiğini belirtti. Programda, Işıkhan önderliğinde bu yıl 5. si düzenlenen Amazonlar ve Titanlar buluşmaları, belediyelerin kültür ve sanat alanındaki rolüne dair eleştiriler ve öneriler, sanatın birleştirici gücü, işçi sınıfı, kent kültürünü sanat ile inşa etmek, sanat-sanatçı ve Aktivizme dair önemli konular ele alındı.
Işıkhan programda, Aktivist Sanatçılar Birliği'ni kurma amacını, 1986 yılından beri Irak'ta düzenlenen Uluslararası Şiir Festivali'ne katılarak edindiği deneyimler üzerine temellendirdiklerini söyledi. Her festivalde farklı ülkelerden gelen şairlerle bir araya gelerek, benzer duruşlara sahip olanlarla dostluklar kurduklarını belirten Işıkhan, bu deneyimlerin, 1. Körfez Harekatı'nın ardından bile ruhunu kaybetmemiş toplumun bu şairleri misafir etmek için nasıl çaba gösterdiğinden etkilendiğini ifade etti. Bu bağlamda, birlik kurma amacının, sanatı ve şairliği savunan, barış ve dostluk gibi değerleri önemseyen bir topluluk oluşturmak olduğunu vurguladı. Bu deneyimlerin ve birliğin, zorluklar karşısında bile sanatın birleştirici gücünü ve insanların dayanışma ve misafirperverlik potansiyelini gösterdiğini belirtti.
Aktivist Sanatçılar Birliği
35 ülkede temsilciliği bulunan ve 16 yıllık bir dernek olan Aktivist Sanatçılar Birliği'nin ilk nabzının misafir olduğu ülkede Bağdat'ta yaşadığı tecrüblere dayanarak attığını belirten Işıkhan, "Savaşa karşı bir örgüt kurmamız gerektiğini, eğer bir savaşı önleyemiyorsak savaş sırasında en çok zarar gören çocuklar, kadınlar ve yaşlıları koruyacak bir şey yapmamız gerektiğini söyledim. Hristiyanların Kızıl Haçları var, Müslümanların Kızıl Ayları var, sanatçıların da Kızıl Kalemler Örgütü'nü kuralım diye söylerdim. Dünya barışına dönük bir Kızıl Kalemler.. Bunun üzerine tartıştıktan sonra Aktivist Sanatçılar Birliği'ni kurmaya karar verdik" diyerek, Türkiye'ye döndükten bir süre sonra 2008 yılında Türkiye'den bir komite oluşturduğunu ve dernek olarak birliğin kurulduğunu dile getirdi.
"Biz Anadolu halkımızı temsil ediyoruz"
Dünyanın çeşitli ülkelerinde temsicileri olduğunu belirten Işıkhan, "Birçok barış içerikli eylemlerde arkadaşlarımız çekirdeği oluşturuyor orada. Bizim işimiz para değil, festival değil, barış için alanda olmak. Biz Anadolu halkımızı temsil ediyoruz. Çünkü Anadolu halkımız savaş istemiyor" vurgusu yaparak Aktivist Sanatçılar Birliği'nin amacının altını çizdi.
Amazonlar ve Titanlar buluşması| Leonardo Da Vinci'nin mirası ve sanatın evrenselliği
Işıkhan, Amazonlar ve Titanlar buluşmasını 15 Nisan'da gerçekleştirmelerinin sebebinin tarihçesinde, Türklerin de izlerinin ve etkilerinin olduğu, Dünya Sanat Günü'nün kutlanması dolayısıyla tesadüfi olmadığını belirtti. Aynı zamanda 2011'de Meksika'da Dünya Plastik Sanatları buluşmasında gelen bir öneri ile Leonardo da Vinci'nin çeşitli yeteneklere sahip olması ve çok yönlü olması ile onun doğum günü tarihini "Dünya Sanat Günü" olarak kabul ettiklerini ve böylece 2012'den itibaren birçok ülkede kutlanmaya başlandığını ifade etti.
Işıkhan" Bütün sanatçılar bir araya gelerek kendi ürettiklerini sergileyerek tanışarak sevgi ve barışı yayacak şekilde etkinlikler düzenlendi. Ayrıca unesco tarafından 2019 yılında resmi olarak 'Dünya Sanat Günü' olarak kabul edildi. Biz aktivistler 2018 yılında başladık, UNESCO kabul etmeden bir yıl önce. Önce Amazonlar olarak başladık. Çünkü İzmir'i amazonların kurduğunu biliyorsunuz. Üyelerimizin yüzde 95 i kadın. Onların bastırmasıyla amazonlar adını verdik. Bu defa erkek sanatçılar da var ressem, heykel seramik sanatçısı, onlar için de dengeyi sağlamak açısından amazonlar ve titanlar olarak adlandırdık. Böylece hem kadın hem de erkek sanatçılarımızı bir potada buluşturmuş olduk" diyerek, bu buluşmanın temelinde barış için sanat, bir de dünya sanatçılarının entegrasyonunu sağlayarak dostluk bağlarını güçlendirmek olduğunu dile getirdi.
Işıkhan belediyelere seslendi| "Bu kentin sanatçısına sahip çıkın"
İzmir'deki belediyelerin kültür ve sanat alanındaki rolüne dair eleştiriler ve önerilere yer veren Işıkhan, belediyelerin sadece mimari, gökdelen ile değil, kentte yaşayan insanların ve sanatın gelişimiyle de ilgilenmeleri gerektiğini vurguladı. Ancak birçok belediyenin bu konuda yetersiz kaldığını belirterek, özellikle küçük belediyelerin sanatla ilgili eksikliklerini eleştirdi. Işıkhan"Bir kentin kentten sorumlu olmak sadece mimarisinden sorumlu olmak demek değildir o kente anlam katan orada yaşayan insanlardır. O insanların da güzelliğini arttıracak olan farklılığını gündeme getirecek olan sanattır. Eğer siz o kentin sanatına, sanatçısına, halkın sanata ulaşmasında kolaylıklar sağlayamıyorsanız bütçe sağlayamıyorsunuz, yerel yönetim olarak da eksikliğe imza atmış oluyorsunuz. Şimdiki seçilenlere sözüm yok. Allahtan doku değişti. Anlayış değişti. Şimdi gelen arkadaşların ne yapacağını izliyoruz. Ben bu kentin sanatçısıyım, bu kente kim hizmet edecekse sanat anlamında bütün bilgilerimi de paylaşmaya hazırım " ifadesini kullandı.
Sanatın topluma ulaşmasını sağlayacak ortamların oluşturulması gerektiğini dile getiren ve belediyelerin bu konuda yetersiz kaldığını ifade eden Işıkhan, Kent Kültür Konseyi'nin kurulmasının önemine değinerek, bu konuda eylem planlarının olduğunu ve gerektiğinde bu planların uygulanacağını belirtti. Son olarak, belediyelerin kentin sanatçılarına ve kültürel değerlerine sahip çıkması gerektiğini vurgulayarak kent kültür konseyinin oluşturulmasını önerisini yeniden dile getirdi.
1 Mayıs tepkisi | “işçi sınıfı kan kaybediyor”
Işıkhan, 1 Mayıs kutlamaları vurgusu ile işçi sınıfının Filistin'e duyarlılık gösterme eksikliği ve genel duyarsızlığına tepki gösterdi. "Bizde vardı sadece. Filistin yalnız değildir. Yanınızdayız.Türkçe İngilizce pankartımız vardı. Filistin bayrağı vardı. İsrail in uyguladığı soykırımı ifade eden sloganlarımız vardı. Maalesef işçi sınıfımızdan böyle bir duyarlılık görmedik. Çünkü işçi sınıfı kan kaybediyor. İşçi sınıfı bence kendini yenileyemiyor. Çağın gelişimine uygun olarak kendisini geliştiremiyor. Bir siber ordu yetişiyor, işçi ordusu yetişiyor. Bunlara karşı alternatif düşünceleri bile yok" dedi.
İşçi sınıfının içinde bulunduğu durumu eleştirerek, sadece belirli çıkarları için hareket ettiğini ve toplumsal duyarlılıktan uzak olduğunu belirten Işıkhan, işçi sınıfının tarih boyunca ideolojik donanımını kaybettiğini söyleyerek, " Bu ülkede hayvan hakları, çevre hakları, insan hakları var, dünya yanıyor her yerde savaş var, kadınlar ölüyor, çocuklar ölüyor, göç var yollarda ölüyor insanlar, hiçbiri ile ilgili bir talepleri yoktu. Sloganları bile yoktu" ifadesini kullanarak, işçi sınıfının 1 Mayıs duyarlılığı içinde meydanlarda çeşitli toplumsal meselelere duyarsız kaldığını vurguladı.
“STK'ları dışlamayın. Çünkü İzmir'i temsil eden onlar”
Işıkhan, son olarak kitap fuarının geleneksel yerine dönmesinden duyduğu memnuniyeti ifade ederken, fuara İzmir'in kültürel ve sanatsal temsilcilerinin yeterince dahil edilmediğini ve bu durumun eleştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Işıkhan, STK'lara ve sanatçılara ayrılan alanın yetersiz olduğunu ve bu durumun dile getirilmesi gerektiğinin altını çizerek, sanatçı kimliğinin yansıması olarak eleştirmenin yanı sıra, çözüm önerileri sunarak, fuara ücretsiz STK stantlarının eklenmesini önerdi ve böylece daha geniş bir katılım sağlanabileceğini ifade etti. Ayrıca, paralı stantlarla birlikte ücretsiz STK stantlarının konulması önerisini sunarak, bu sayede herkesin kendi çalışmalarını temsil edilebileceğini ve İzmir'i doğru şekilde yansıtacaklarını belirten Işıkhan, "Şunu yapabilirsiniz, parayla sattığınız stantlar var, yayınevleri gibi onlardan 5 tane satın yanına bir tane de ücretsiz stk yı koyun böylece hatlara sahip olmuş oluruz. Oradan geçen insanlar bizim de önümüzden geçmiş olurlar. Yani STK’ları dışlamayın. Çünkü İzmir’i temsil eden onlar. O paralılar yarın çekip gidecek ama biz baş başa kalacağız" vurgusu yaparak sözlerini noktaladı.
